Gönderi

SOLJENİTSİN #13
Batı’nın azalan mukavemeti: «Elli yıl boyunca kazanılan bir tek büyük savaş sayesinde, harap olmuş ve dağınık bir memleket yerinde dünyanın önünde titrediği bir süper devlet olmuştur… ikinci Dünya Savaşı sonunda Stalin, hiç bir güçlüğe uğramadan —belki kendisi bile buna şaşırmıştır— Roosvelt ve Churchill’i atlatarak, Avrupa ve Asya’dan istediklerini aldığı gibi… «Sovyet diplomasisinin son yıllardaki başarılarının da Stalin’in başarılarından daha önemsiz olmadığını kabul etmek gerekir. Gerçekten Batı dünyası elle tutulur yekpare bir kuvvet olmak ve Sovyetler Birliğine karşı koymak niteliğini kaybetmiştir.» (A. Soljenitsin, «Sovyet Liderlerine Açık Mektup», Nebioğlu Yayınları, İstanbul, 1974, s. 11. 19) Batı pragmatizmi: «Hayatının büyük bir bölümünü Batı’da geçiren ve Batı’yı Rusya’dan daha iyi bilen Lenin, her zaman Batılı kapitalistlerin Sovyet ekonomisini kalkındırmak için ellerinden geleni yapacağını söyler ve şöyle derdi: «Mallarını bize en ucuz ve en çabuk satmak için aralarında mücadele edeceklerdir. «Lenin, Moskova’da yapılan parti toplantılarının güç anlarında şöyle derdi: ‘Arkadaşlar durum bizim için zor olduğu zaman endişeye kapılmayın. Burjuvaziye bir ip veririz ve bu iple kendini asar.» (Yeniden Millî Mücadele, ağustos, 1975, s. 11.) *** Biz, şöyle diyebiliriz, yaşanan olayların ışığında. Emperyalizm, hadi, Marks’ın dediği ve Lenin’in kapitalizmin iğrenç kâr anlayışını gözler önüne seren sözlerinde ifade ettiği üzere —kaçınılmaz bir kader gibi— kendi boynunu ipe uzatsın. Ya, Sovyetlerin siyasî arenaya çıkmasında etkili olduğu Çin için nasıl bir izah bulunacaktır. Tabiî kurallar ve partinin savunduğu o gerçek dışına taşılmadan… «Çan Kay Şek’e karşı Mao TseTung’u büyütmüş ve kendisine atom yarışında yardım etmiş bulunuyoruz. Acaba Araplara karşı böyle bir başarısızlığa uğramayacak mıyız? «İki komünist süper devletin arasında çıkabilecek ve insanlık tarihinin en kanlı ve gaddar savaşı olabilecek kanlı savaşı görmekten Tanrı bizi korusun.» (A. Soljenitsin, a.g.e., s. 1246.) Demek ki, emperyalist, insanı tanımlayamayan yarım anlayışlar emperyalist güçlerin doğmasına yol açıyorlar. Batı, 2. Dünya Savaşı’ndan itibaren en zor anında kan verdiği, Sovyet rejimiyle olan çelişkisini de gizleyemez bir durumda. Sovyetlerin ise semizleştirdiği, Çin ile çelişkisi ortada. Ve Soljenitsin, haklı olarak bu zincirleme yeni düşman düşler doğuran anlayışların sonundan endişe duyuyor.
·
4 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.