Her insanın bir mimarı vardır yaşamda. Bir yaşam koçu.. Kişiyi asıl kişi yapan. Ve bir bireydir ki herzaman çok daha fazlasıdır yaşam için. Bir birey, kadın ya da erkek kaç nesli etkiler, dünyanın dönüşünde nasıl tesirli, kimbilir...
Ben dediğimde.. İsmimle, tanıdığınızca özlem, güzel yüreğinizce yıldız dendiğinde :) Ruhumun köklerine baktığımda sadece bir insanı görüyorum. Mimarımı. Tek ve biricik yaşam koçumu. İlk arkadaşımı, dostumu, aşkımı :)
Annemi...
İlkokulda, her bilgiye saygı duymamız gerektiğini ve yerde küçücük bir kağıt bulsak dahi o kirine rağmen onu okumamız, o bilgiyi bulmamızı öğütleyen bir öğretmenim vardı ki öğretmenlerin yeri ayrıdır ben de.. Ama ilk öğretmenim, yine Annemdi...
Kelimelerle, Resimle, Müzikle tanıştıran Annem.. Varlığımın yegane gayesi.
Okula henüz gitmediğim, o denli ufacık olduğum zamanlarda :) hatırlarım.. beni kollarına alır kalemi tutmamı sağlardı. Kalemde ellerim gibi ufacıktı ama tutamazdım, oysa onun ellerinde nasıl bitmeyen ve kocamandı.. Elleriyle ellerimi tutar harflerle tanıştırırdı. Ben yazdıkça, öğrendikçe gözlerinde gururlu ve ilahi bir pırıltı... Dersimiz bittiğinde ve ben kağıda eğilip harfleri tek tek incelerken o kağıdın hemen yanına bir ağaç çizmişti. İlk resmim :) Kahverengi güçlü kökleriyle yeşil, tombiş bir elma ağacı. Ben hayran hayran izlerken annemi ve resim çizişini.. kalem ki başlıbaşına bir sihir.. ellerimden yeniden tutup, o ağaca ellerimle elma çizdiren yine oydu. Unutmam.. elmalarımız öylesine güzeldi :) ve tabii tüm bunların eşliğinde, beni büyütürken, binbir emeğiyle... müziğin ilk tanıştığım dalı olan TSM.. arkadaşlarım minimini bir kuşu söylerken daha :) biz annemle en ağır şarkıları birlikte söylerdik.
.. Şöyle bir bakıyorum, bana dair güzel olan ne varsa köklerinde hep Annem.
Daima iyi bir insan olmamı öğütleyen ve bunun daimi bir mücadele olduğunu ısrarla belirten.. Helal kazancın, dürüstlüğün en iyi ve yitirmemem gereken değer olduğunu ruhuma işleyen...
Annem ki bana hiçkimsenin ve hiçbir eğitimin öğretemeyeceği şeyleri öğretti.
Bir insanın tohumunu filizlendirdi Ruhumda...
Bu kolay bir şey mi?
Asla....
Özlem nedir ya da kimdir derseniz Dostlarım, ben size sadece Annem derim. İnsanın kökleri Kadına dayanır ve benim köklerim yalnızca O.
...
Dün yazamadım..
Yıldızları izledim ve saydım; 4 adet her geceden farklı yıldız ve birde afacan bir yıldız ile ay dede...
Dün gece her şey öylesine farklı ve güzeldi ve ben biliyorum ki bu güzellikte, hissettiğim bu huzurda herbirinizin ruhumdaki payı var. Siz böylesine güzel olduğunuz için güzeldi....
İyi ki doğmuşum.
İyi ki sizleri tanımışım;
İyi ki varsınız.
Herbirinize, kalbimle teşekkür ederim varlığınız için...
Özel teşekkürlerimde var ki;
Bunlardan birincisi, bu güzel etkinliği düzenleyen ve şu an'a kadar tatlı uykularla günaydınlarla yanımda olan papatyamadır. Düşünüyorum ve dün bu kutlamayla özellikle sorguladım: " Ben bu güzelliği hak edecek ne yaptım? " Bu soruyu papatyama sorduğumda şöyle cevaplardı eminim.. " Varlığın yeter ablacağım " Hayır.. öyle değil küçüğüm, emin ol öyle değil :) ...
Bir diğer teşekkürüm ise Güneşim'e...
Özellikle günün son saatlerine doğru, yıldızların vaktinde " İyi ki doğdun özlemmm, iyi ki doğdun ablacığımm!! " sesiyle ruhuma nefes oldu.. Hatta telefonu kapatırken: Haydi baştan " İyi ki doğdun özleeem " deyişini, o tatlılığını unutmam... Mehmet Ali Erbil'i anımsadım nedense.. Selam olsun ona da!!
Ve Beyzam...
Lilam...
Ferdam...
ve.. Büyücüğüm...
Canlarım...
Güzelliğiniz ki anlatamayacağım, anlatılamayacak tarifsizlikte...
Zaman durdu yanınızda.. Zaman yenilendi 00.00 olduğunda heyecanınızla, sevgininizle, paylaşığınız mutlulukla.
Ruhumdan eksilmez bir soru:
" Ben bu güzelliği, sizleri hakedecek ne yaptım? "
Sözlerimi bir buket sayın olur mu?
Yüreğimi bırakıyorum satırlara.
Yüreğim ki tek mürekkebim ve kelimem.
İyi ki varsınız.
Sizleri çok seviyorum...
" Nice güzel günlerimiz olsun hepbirilkte.... "
Daima,
Yüreğimle.