Gönderi

"Kendinizi belirli kalıplara hapsetmişsiniz dostum," dedi Füreya, "güzel kadınların kocaları yakışıklı ve genç olmalıdır. Hasta olanlar köşelerine çekilip, ölümü beklemelidir. Türkler sadece Türkçe konuşmalıdır. Bütün bunlar, insanların kendi kendilerine uydurup, kendilerini uymaya mecbur ettikleri aptalca kurallar. Oysa hayat hiçbir kurala uymuyor. Çağıl çağıl akıp gidiyor dört bir yanımızdan. Yaşlı erkekler de sevilebilir, hastalar da ağır işçi gibi çalışabilir, bazen mecburiyetten, bazen de benim gibi sırf istekten. Ve Türkiye'de Fransızcayı bir Fransız kadar iyi konuşabilen onlarca insan vardır. Fransa kültürün, sanatın ve bilimin beşiğidir. Acaba burada Türkçeyi iyi konuşan bir Fransız bulunur mu?"
Sayfa 242 - Everest YayınlarıKitabı okudu
·
3 görüntüleme
yas