Rus yarbay ve yazar Konstantin Simonov'un cephedeyken(ll. Dünya Savaşı) eşi aktris Valentina Serova'ya aşkı ve özleminden dolayı yazdığı şiirdir. Şiiri izne çıkan bir askere vererek gazeteye ulaştırmasını ister. Velhasıl şiir, gazeteye ve eşine ulaşır. Bu dakikadan sonra şiir, Rusya'da hızla yayılır. Öyle ki eşine, sevgilisine mektup yazan hemen hemen her asker, mektubunun altına bu şiiri de iliştirir.
O dönemde cephede vurulup ölen ya da yaralanan tüm Sovyet askerlerinin kalplerinin üzerine denk gelen göğüs ceplerinde, kargacık burgacık harflerle yazıya dökülmüş Bekle Beni şiiri çıkmış.
Ancak savaştan sonra eşinde farklılıklar görmüş ve onu incitmemek için 1957 yılında habersiz bir şekilde terk etmiştir onu.
Rusların kutsal metinlerden sonra en çok okuduğu yazı da bu şiirdir, öyle deniyor.
Pek şiir sevmem ama bunun hikayesi güzel.
Bekle Beni(Zhdi Meny)
Bekle beni, döneceğim ben.
Çok çok, bıkmadan bekle!
Sarı yağmurların
Hüznü basınca,
Kar kasıp kavururken,
Kızgın sıcaklarda – bekle.
Uzak yerlerden mektuplar kesilince
Bekle beni.
Birlikte bekleyenlerin beklemekten
Usandığına bakma, bekle.
Bekle beni, döneceğim.
Unutmak zamanı geldiğini
Ezbere bilenleri
Hayırla anma!
Varsın oğlum, anam
Hayatta olmadığıma inansın,
Dostlarım beklemekten usansın,
Ocak başında toplanıp
Acı şarapla
Yad etsinler beni.
Sen bekle. Onlarla birlikte
İçmekte acele etme.
Bekle beni; döneceğim,
Bütün ölümleri çatlatmak için döneceğim!
‘Şansı varmış…’ desinler,
Beklemedikleri için,
Beni bekleyerek
Düşman ateşinden nasıl
Koruduğunu anlayamazlar.
Sağ kalışımın sırrını yalnız
Senle ben bileceğiz-
Bütün sır -senin
Başkalarının bilmediği gibi beklemeyi bilmende.