Gönderi

Leonardo Da Vinci den İsa'nın Son Gecesi tablosunu yapmasını isterler. O da kabul eder.Büyük bir zevkle tablonun yapımına başlar, Yahuda'yla İsa'yı temsil edecek insanlar arar. Havarileri çizer fakat Yahuda ile İsa çizmek zordur. Hz. İsa için çok güzel bir insanı, Yahuda için de çok çirkin bir insanı arar. Bir süre sonra bir kilise korosunda ruhani, güzel bir yüz bulur ve Hz. İsa olarak resmeder. Fakat güzelin çirkini bulması zor ya, Yahuda'yı arar ama bu çok zordur. Bulamaz ve aradan beş yıl geçer. Nihayet kardinallerden tepki alır. Artık eserin bitirilmesini istemektedirler. O gece sarhoş, yüzü takallus etmiş, çirkinleşmiş bir adam bulur. "Tamam" der. "İşte şeytanı, kötüyü en yakın ifade eden yüz bu" ve adam ayılmadan Yahuda'yı çizer. Fakat resim bitmek üzereyken adam ayılır ve "Bu resmi tanıyorum" der. Leonardo Da Vinci çok şaşkın: 'Nasıl tanıyorsun? Şimdiye kadar bu resmi kimse görmedi ki' der. 'Herhalde konuyu biliyorsun onun için de tanıdığını zannediyorsun' der. 'Yok yok tanıyorum' der adam. 'Biliyor musun beş sene önce beni kilise korosunda bulup İsa diye çizmiştin' O zaman bakıyoruz ki aslında güzel ve çirkin aynıdır. Celal ve Cemal Allah'ın çeşitli aynalardan görünümüdür. Belki de iyi ve kötü yok, güzel ve çirkin yok. Bunlar derece veya doz farkıdır. Hani lunaparkta aynaların önüne gider dururuz. Kimisi bizi şişman, kimisi ters yüz, kimisi incecik gösterir. Aslında ortadaki kişi hep aynı kişidir ama akisler aynanın yapısına göre farklılık gösterir. İşte dünya tamamen bunun gibidir. Hakk'ın çeşitli aynalardan tecellisi gibi...
··
39 görüntüleme
Murat Tosun