Gönderi

245 syf.
·
Not rated
·
Liked
Mirabelle kısaca Mira. Güzelliği ,belkide sanatın kendisini simgeleyen bir kadın.Modern güzellik. Anicet,dünyayı tanıması için ailesi tarafından büyük bir yolculuğa gönderilmiş bir genç.Anicet'in bir otelin lobisinde Arthur isimli bir adamla karşılaşmasıyla başlar roman.Arthur uzun bir söylev çeker ,bu söylev zaman ile uzamın ötesine geçmekle ilgilidir,elle tutulur bir ruh hali gibi.Bu söylevle romana müthiş bir giriş yapılmış olur ve baştan sona kadar harika bir sey okuduğumuzun farkında olarak sona kadar geliriz.Uzun zaman sonra okuduğun en güzel romandı diyebilirim.Aragon,kitabın önsözünde romanı yazarken ,kahramanını bir yerde Goethe ile karşılaştıracağını tasarladığını ama o sıralar daha çok Rimbaud'la meşgul olduğunu belirtiyor ki lobideki Arthur,Rimbaud'dan başkası değildir. Daha kimler kimler var romanda sırasıyla söyleyeceğim. Anicet,lobideki konuşmadan sonra kafası karışık, aydınlanma ile karanlıklaşma arasında bir ruh haliyle genç bir kadının odasında bulur kendini,hayatını değiştirecek bir kararın eşiğinde beklemektedir ki belki kendisi bile bilmiyordur ama o kararı zaten çoktan almıştır. Odadaki kadın Gümüş Gözlü Mirabelle'dir.Kısaca Mira diyeceğiz kendisine.Anicet,alaylı bir nutuk çeker,kibarlığı abartır,Mira bu sözlere toktur Anicet gibilerini çok görmüştür sohbet kavga havasında devam ederken odaya yedi tane maskeli adam girer.Hepsi Mira'nın aşıklarıdır.Değişik kurlarla Mira'yı etkilemeye çalışan 7 adam.Anicet örgüte girmekte tereddüt etmez,aradığı şey tam olarak budur.Arthuru düşünür ve güzeli elde etmeyle zaman ve uzamı aşacağını hayal eder.Ancak rakipleri zorludur. Mavi;ünlü bir ressamdır,zengindir,yeteneklidir.Mira'yı elde etmenin yolunu resim yapmakta aramaktadır,bir gün öyle bir resim yapacaktır ki Mira buna kayıtsız kalamayacaktır,güzeli sanatla kazanacağına inanmaktadır.Mavi ,yani büyük usta, Picasso'dur. Chipre;Nam-ı diğer "Yoksul Adam" Mavi'nin zıttıdır diyebiliriz.Arılığa ulaşmanın yolunu fakirlikte aramaktadır,Anicet onu ziyarete gittiğinde ,odasında elektrik olmadığından karanlıkta konuşurlar,birbirlerini göremezler yüzlerini hayal ederler ve bazen söylemedikleri şeyleri hayal ederek konuşurlar.Kitapta belkide en sevdiğim bölümler Chipre'nin dahil olduğu bölümlerdi.Chipre'nin Mira'yı elde etme taktiği belirsizdir.Aslında Mira pek umrunda değildir,Mira bir simgedir,güzel sanatların bir dalı olarak Mirabelle demek yanlış olmaz onun anlayışınca.Herneyse Chipre,Jean Chipre,Max Jacop'tur. Profösör Omme; Fizikçi,konuşması ve hediyeleri fizik kurallarının dışına çıkmaz ama en gerçeküstü kişi de oymuş gibi gözükür,Mira'ya tutkuyla aşık olan tek kişi odur bana göre,saplantı halini almıştır bu aşk.Kitapta dökülen gerçek gözyaşlarının iki tanesi ona aittir,ki topu topu üç gözyaşı dökülür sahte olmayan.Diğer damla ise Mira'nın ansızın evlendiği Gonzales tarafından akıtılır,Mira'nın gerçek oluşu da bu evlilikle tescillenmiş olur işte.Bu evlilik kitap için önemlidir,daha sonra tekrar değinmek üzere sıralamaya devam ediyorum.Fizikçi,tutkulu aşık,Valery'dir. Mucize Melek; Grubun en içten konuşan kişisidir,kafası karışık olan Anicet'i allak bullak eder,aşkını göstermekte beceriksizdir belkide aşık değildir ,benim yorumuma göre ki genelde yorumlarım pek güvenilir değildir, anlamak için kitabı okumalısınız demekten başka diyecek lafım yok size.Melek,bana göre güzellik arayışını Anicetde bulmayı umut eder.Yeri gelmişken Mira'yı güzel bir kadın olarak düşünebileceğimiz gibi güzelliği arayış olarak da düşünebiliriz.Bence bu sekiz adamdan dördü Mira'yı güzelliği arayış,sanat,ulaşılamaz olana özlem olarak görmektedirler.Bir tanesi ise gerçek bir kadın olarak.Geriye kalan üç kişiyse sırası gelince belirtilecektir.Anicet'i sona saklıyorum.Mucize Melek,Anicet'in birazda üstten baktığı Cocteau'dan başkası değildir. Pol; Kitap boyunca saçma sapan hareketler yapar durur,en sinir olduğum kişi Pol olmuştur,bir akbaba gibi dolaşır,işi gücü arkadaşlarının metreslerine sarkıntılık yapmaktır.Anicet bir ara onu intihar etmeyi beceremeyip sandalyeden düşerken hayal eder,sızlanmalarını saymazsak sessiz film gibidir,kitaptada bu görüntü verilmek istenmiş gibidir.Pol'un Mira anlayışı ise verilmemiştir bana göre,pek önem verilmemiştir diyebilirim belkide Aragonda benim gibi hiç sevmiyordur bu adamı.Pol,Şarlo'dur yani Charlie Chaplin. Marki; Söyleyecek çok şey yok onun hakkında,Aragonda kimliğini açık etmemiştir fakat Arogon araştırıcıları onun İtalyan şair Gabriele D'anunzio olduğunu söylerler.Marki'nin işi değerli eserleri çalıp ülke dışında özellikle Amerikalı müşterilerine satmaktır. Baptista Ajamais; Söylevci,belkide bu maskeliker teşkilatının kurucusu odur kimbilir. Baptista'nın Mirayi elde etmek için bir eylemde bulunduğu görülmez ama sürekli eylemden bahseder. Arkadaşlarını cesaretlendirir eyleme geçmeleri için ,Mirayı ele geçirmek için söylevler verir. Ama neden ? Onunda gizli bir plani mi vardir? Baptista'nın Mirabelle anlayışı gerçeği aramaktır ama gerçeküstü bir şekilde.Ona göre gerçeğe gerçeküstü düşüncelerle ulaşılabilir ancak.Kitabın sonlarına doğru haklı oldugu ortaya çıkar.Mira'yı evlendikten sonra köşeye sıkıştıran odur,köşeye sıkıştığını anlayan Mira sabahlığından kaza süsü vererek ayrılır,çırılçıplak karşısındadır Babtista'nın.Bu çıplaklıkla kendini gizlemek istemektedir ama Baptista oyuna gelmez.Mira ete kemiğe bürünmüş bir halde karşısındadır artık ama o aradığını zaten bulmuştur yada daha doğrusu bulduğu şeyi ispat etmiştir.Gerçeklere ulaşmak için gerçeküstü bir düşünce gerekmektedir.Baptiste Ajamais,sessiz adam,hilekar kitabın bence en acımasız karakteri Andre Breton'dur. Anicet; Onu anlatmaya kalksam kitabın tümünü anlatmam gerekir ve yinede eksik kalır,o yüzden kısa keseceğim.Modern güzelligi arama sistemini aramakla başlar işe, bulur mu pek emin değilim.Ele avuca sığmaz, bir katagoriye girmez,hepsinin üstündedir ve karşısındadır,bir arayışın adamıdır.Anicet,yazarın kendisidir.Tıpkı yazar gibi her şeyin içindedir ama her şeyin karşısındadır.Breton ile birlikte Gerçeküstücüluk akımını başlatmıştır fakat akıma en ters işleride yine kendisi yapmıştır.Breton'a göre roman küçümsenecek bir çabadır,romana hiç kıymet vermez ama Aragon durup dururken bir roman yazar hemde yer yer alaycı bir roman.Buna karşın kitabın sonlarına doğru,avukatıyla konuşurken Anicet şu ayrımı dile getirerek Breton'u selamlar.Sadece gerçekleri söylediğimde bana inanmıyorsunuz ne zaman yalan söylemeye başlasam inandırıcı buluyorsunuz. Kitap hakkında söyleyeceklerim bu kadar.Kitabı tekrar okusam belkide bu yazdıklarımdan bambaşka şeyler yazardım.Öyle bir kitap bu her okunuşta farklı anlamlar, hiç ayırdına varılmayan bir sürü hoş ayrıntıyla dolu.
Anicet ya da Panorama, Roman
Anicet ya da Panorama, RomanLouis Aragon · Telos Yayınları · 201116 okunma
·
85 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.