Gönderi

332 syf.
2/10 puan verdi
Puanı vermemin üzerinden geçen zaman içinde ikilemde kaldım açıkçası. Acaba 2 bile çok muydu diyerek. Hep kopyala hep kopyala... Bari orijinalinden azıcık da olsa feyiz alsalar da biraz üzerine koysalar... Beni takip edenler iyi kötü bilirler. İki şekilde kitap satın alırım. Birincisi araştırırım araştırırım... Ve yüzdeye vurunca büyük oranda mutluluk ve aklımdan uzuun süre çıkmayacak kelime, cümle ve düşünce baloncukları ile son sayfayı kapatırım. Bir de son dakikada bir indirime ya da bir kulpuna denk gelerek ve karmaşık ruh halime hangisinin iyi geleceğini bilemeden rast gele denebilecek azınlıkta bir araştırma ile aldığım kitaplar vardır.Anladığınız üzere bu onlardan biriydi. Okuyanların yorumları Grinin Elli Tonu üzerinden değerlendirme içeren ve bu romanı üstün tutar nitelikte değerlendirmelerdi. Ben de görelim bakalım dedim. Şimdi kalkıp da zaten lüzumsuzca uzamış olan Grinin Elli Tonu tartışmasını yeniden açacak filan değilim. O nedenle bu açıdan polemiğe kesinlikle girmeyeceğim. Ama lütfen el insaf yani. Bir kıyaslamada kriterlerinizi iyi belirlemeniz lazım. Her iki roman türü de erotik gruba giren yayınlar. Bu kelimenin anlamını açıklamama gerek olduğunu sanmıyorum. Tek ekleyebileceğim kelimenin kendisiyle birlikte "duygu" da içeriyor olduğudur. Eğer bu unsur yer almıyorsa bu kelimeden söz edemeyiz. Bu romanda her şeyden önce duygu gibi bir kavramdan bahsetmek mümkün değildi. Yazar oturmuş ne yazayım da bu dönemde popi olup çok satsın demiş. (ya da yayıncısı yazara şöyle demiş desek daha doğru olur: Grinin elli tonunu oku, özet çıkar, biraz da karakter, mekan gibi şeylerde oynama yap, kopya olduğu belli olmasın yeter).Off neyse kısaca bir özet vereyim en iyisi: Babasını erken yaşta kaybeden ve okuduğu kütüphanecilik bölümünü bitirene değin annesinin dizinin dibinden ayrılmamış olan bayan kahraman Regina, hayalinin işi olan New York Halk Kütüphanesi'ne yaptığı başvuru kabul edilince pılısını pırtısını toplayıp bu şehre gelir. Kütüphanede çalışmaya başladığı daha ilk günde şahsa ithafen oluşturulmuş bir özel koleksiyonun tutulduğu bölümde bir çiftin uygunsuz haline şahit olur ve olaylar böyle başlar. Romanın bay kahramanı olan Sebastian, anlayacağınız üzere bu uygunsuz halde rol alan kişidir. Kendisi, tüm bu tarzların değişmez unsuru olarak tabi ki, aileden ziyadesi ile variyetli bir zat olup keyfiyetten fotoğrafçılıkla uğraşmaktadır. Yazım tarzı kötüydü, üslup kötüydü, kurgu korkunçtu, karakterler okuyucunun gözünde hiçbir şekilde maddeleşemeyecek kadar sönük ifade edilmişti (Kızla ilgili tek diyebileceğim kahküllerinin olduğu, erkek ise yazarın en önemli gördüğünden olsa gerek sıklıkla altını çizdiği çıkık elmacık kemiklerinden ibaret gibi bir görsel yarattı zihnimde) ...Kesinlikle para verip almayın, tepeden kucağınıza düşse bile okumak için vakit kaybetmeyin. Zevkler ve renkler asla tartışılamaz tabi ki bu nedenle okuyup beğenmiş olanlar da mutlaka olacaktır, saygı duyarım. Ama bu okuyuculardan tek bir ricam var. Değerlendirmenizi roman esaslı yapın lütfen. Kıyaslamanızı alakasız kriterler/romanlar/yazarlar esas alarak yapmayın.
Kütüphaneci
KütüphaneciLogan Belle · Artemis Yayınları · 2013150 okunma
·
402 views
Çiğdem okurunun profil resmi
Ağzınıza sağlık,her cümlesine katılıyorum.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.