Gönderi

96 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 20 days
Temmuz-Ağustos 2018 derginin okuduğum ilk sayısı oldu ve bunda, kapağındaki Grangé yazısının (henüz kendisiyle tanışmamış olmama rağmen) payı büyük. Derginin ismi ünlü dedektif Sherlock Holmes'ün Londra'daki evinden geliyor. Bir polisiye dergisi için fena bir seçim değil. Bu sayıda kapaktan da anlaşıldığı üzere dosya konusu olarak Fransız polisiye yazarı Jean-Christophe Grangé ele alınmış. Grangé hakkındaki ilk yazıda Grangé'nin yanı sıra Paul Féval, Gaston Leroux, Léo Malet gibi Fransız polisiye yazarlarından ve eserlerinden bahsedilmiş. Bir sonraki yazıda, yazarın çok bilinen romanlarından Kızıl Nehirler; yapı, kişiler, süre, uzam gibi bağlamlarda ayrıntılı (benim gibi henüz kitabı okumamış olanlar için fazla ayrıntılı) bir şekilde ele alınmış. Namık Kemal Üniversitesi Fransız Dili ve Edebiyatı Profesörü Doktor Ali Tilbe'nin kaleme aldığı yazı baştan sona dopdolu ve güzel bir inceleme. Sonraki yazının konusunu yine Kızıl Nehirler romanının dedektifleri Niémans ve Abdouf oluşturuyor ve yazıda bu iki karakterin kimlikleri, psikolojileri, karakter özellikleri gibi şeyler anlatılıyor. Diğer bir yazıda yine ayrıntılı olarak Grangé'nin romanlarında mekan olarak Afrika'yı kullanmasına ve belli karakter seçimlerine değinilmiş. Son olarak da filme uyarlanmış Grangé yapıtlarına tek tek değinilmiş ve filmlerin kitaplar kadar başarılı olamayışından, beklentiyi karşılayamamış olmalarından bahsedilmiş. Henüz Grangé okumadığım için bu kısımlar hakkında fazla bir yorum yapamıyorum ama derginin Grangé dışında kalan bölümlerinde de oldukça nitelikli yazılar mevcut. Mesela Gore Vidal, Dorothy L. Sayers, Roberto Ampuero gibi birçok polisiye roman yazarı ve eserleri anlatılmış. "Konuşulmayan" kitabının yazarı Demokan Atasoy'la yapılan bir röportaja yer verilmiş. Benim dergide en çok beğendiğim yazı Ekin Açıkgöz'ün Şibumi ve yazarı Trevanian hakkındaki yazısı oldu. Merak uyandırıcı ve öğretici bir yazıydı. Dergi içeriğinde bir de öykü halinde kaleme alınmış bir çizgi roman incelemesi vardı ki anlatılmaz, okunur. Yine de kısaca bahsetmek gerekirse öyküde katilimizin cinayet nedeni bahsi geçen çizgi roman (Pis İşler, Diego Cajelli & Luca Rossi). Ve soruşturma sırasında söylediği cümlelerden kitabın onu ne kadar etkilediğini çok iyi anlıyoruz. Özetle şunu diyor aslında: Ben artık polisiye hikaye okumak istemiyorum, polisiye hikaye olmak istiyorum! Bunların dışında dergide polisiye birkaç öykü (öyküler hoşuma gitti gerçekten) ve birkaç çizgi hikaye de mevcut. En son kısımda da şöyle bir şey var: "2016 yılı Kasım ayında 221B Dergi ve Bilgi Üniversitesi işbirliği ile düzenlenen 'Dünyanın Polisiye Haritası' adlı atölyede tanıştık. Farklı mesleklerden on kadındık. Bir ortak noktamız vardı: Polisiye roman! (...) Her altı haftada bir toplanıp önceden belirlediğimiz bir polisiye romanı masaya yatırıyoruz ve kıran kırana tartışıyoruz. Aynı düşünmüyoruz ama aynı heyecanı paylaşıyoruz. İşte sizlerle paylaşmak istediğimiz de bu heyecan!" Aynı buradaki kitap buluşmaları gibi değil mi? Dipnot: İncelemeyi yazmak Eylül ayına nasip oldu, bu sayı kitapçılarda kalmış mıdır bilemem. Ama okumak isteyenler derginin eski sayıları için Mylos Yayın Grubu Online Dükkan üzerinden indirimli sipariş verebilirlermiş. (Derginin sitesi 221b.com Sitede de güzel yazılar mevcut. Polisiye severler göz atabilirler. ;))
221B Dergisi - Sayı 16
221B Dergisi - Sayı 16221B Dergisi · 221B Dergisi · 201823 okunma
·
27 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.