Gönderi

130 syf.
·
Not rated
·
Read in 9 days
Grazia Deledda; 19. Yüzyılın muhafazakar, gelişmeye kapalı, dedikoduyu tek iletişim yolu olarak benimseyen insanların yaşadığı bugünün tatil cenneti Sardunya Adası’ nın Nuoro şehrinde 1871 yılında doğmuş. Aşk evliliği yapmamış çok çocuklu ailenin kızlarından biri olarak dünyaya gelmiş. Anne ve babası da toplumun onlara biçtiği rolleri kusursuz olarak yerine getiren ebeveynler. Cosima’ ya biçilen görevde farklı olamazdı yaşadığı toplumda. Ev işlerini, terziliği öğrenecek iyi bir evlilik yapacak, çocuk doğuracaktı. Bu nedenle de sadece üç yıl süren eğitim hayatından sonra 11 yaşında okul günleri sona erdi. Ninesinden dinlediği öykülerle ve efsanelerle büyüdü. Yaşadığı yer pırlan ağaçlarıyla çevrili, doğanın sesini duyabildiği, gözlem yapabildiği fakat nesiller boyu ahlak kuralları ve dini baskıların kıskacında kalmış, herkesin ebeveynlerinin yaşamlarının devamı olan hayatlar yaşadığı, başka türlü yaşamak istemenin bile düşünülemeyeceği bir yerdi. Oysa Cosima farklıydı. Yaşıtlarının ilgilendiği şeyler onun dikkatini çekmiyordu. Cosima’ nın en mutlu olduğu yer kasabada ki Signor Carlino’ nun kitapçısıydı. Doğayı inceledi, insanları gözlemledi ve yazdı. Ne yazdığının çok ta farkında olmadan yazdı. Büyürken dinlediği efsaneleri ve ahlak kurallarının arasında sıkışıp kalmış ama hayallerinde özgür hatta fütursuz olan insanların öykülerini yazdı bu öyküleri yazarken de kah platonik kah gerçek sandığı aşklar yaşadı. Öykülerini bir moda dergisine gönderdi. Öykülerini çok beğenen moda dergisi editörleri, yazım hatalarını düzeltmesi için geri gönderdiğinde, ne yapması gerektiğini anlamayıp uzun süre öyküsünün yayınlanmayacağını sandı Cosima. O kadar eğitimsiz, edebiyat dünyası hakkında o kadar bilinçsizdi. Ama yazar olmak için gereken en son şeylerdi belki de bunlar. İlk öyküleri yayınlandığında yaşadığı yerde okuma dahi bilmeyen ama romanları yasaklı olarak kabul eden kadınlar (kadınların en büyük düşmanı yine kadınlar maalesef) tarafından ahlaksızlıkla suçlandı. Ara ara küskünlükler yaşadı ama yılmadı. Yazdı, yazdı. Bu dönemde en büyük destekçisi ilginçtir ki aslında kumar ve kadınlar yüzünden ailenin mirasını neredeyse tüketen ağabeyi Andrea oldu. Ehh bir erkek korumaya alınca Cosima’ da biraz huzur buldu. Cosima isimli roman yazarın otobiyografisi. 30 yaşına kadar yaşadığı Nuoro’ da ki hayatını anlatıyor. Grazia Deledda ile tanışmam doğa ile ilgili kitapları arka arkaya okumam ile başladı. Kitabın arka kapağında yazan tanıtım cümlesi en büyük etkendir kitabı alıp okumamda. Kolektif yayınlarının Leyla Tonguç Basmacının çevirisiyle yayınladığı kitabın arka kapağından bir cümle.‘’ Eğitim şansının ve dünyevi imkânların kısıtlı olduğu, doğanınsa kendini sınırsızca sunduğu bir coğrafyada geçirilen çocukluğun hayal gücünde ve dilde yarattığı tüm etkiler Nobelli yazar Grazia Deledda’nın bu otobiyografik romanında masal diliyle karşımıza çıkıyor.’’ Evet doğa kendini sınırsızca sunuyor, evet hayal gücü sayesinde yazıyor ama masalsı bir dil, yazarın bu otobiyografik romanında yok. Kitapla ilgili tek hayal kırıklığım bu oldu. Ama doğal, sade anlaşılır, kolay okunur güçlü felsefesi olan bir dil kullandığı kitabından etkilendiğimi söyleyebilirim. Yazarın daha önce hiçbir kitabını okumadığım için (Sitede de hemen hemen hiç okunmamış yazarın kitapları) yazım diliyle ilgili eleştiri yapma hakkını da kendimde görmüyorum. Ancak Natüralist bir yazar olduğunu söyleyebilirim Deledda’ nın. Ama bence ilk eserlerini yazarken natüralizm hakkında en ufak bir bilgisi yoktu. O sadece yazdı. İçinden geldiği gibi. Doğadaki olayları olduğu gibi inceledi, gözlemledi. Gerçeğin çirkin yönünü ele alıp insanın sefaletini yazdı. Duygu ve düşüncelerini, içinde yetiştiği toplumun etkisiyle yani soya çekimle çevre koşullarını birleştirip karakterini oluşturan insanı yazdı. Böylece natüralist bir yazar oldu. İnternette yaptığım araştırmalar sonucunda yazar hakkında çok sınırlı bilgilere ulaşabildim. Bulabildiklerim bunlar; yazarı eleştirmenler bir yazar olarak sınıflandırmakta zorlanmışlar ve edebiyatta ki konumu bu nedenle tam olarak belirlenememiş. Bazı eleştirmenler romantik bazı eleştirmenler de dekadans bir yazar olduğunu söylemiş ama en çok natüralist olarak tanımlanmış (Sade bir okur olarak bana göre de natüralist). Marksist eleştirmenler ise Sardunya yaşamının sert gerçeklerini yeterince gösteremediği için kendisini başarısız olarak nitelendirmişler. Yazar hakkında daha gerçekçi yorumlar yapabilmek için diğer eserlerini de okumak gerektiğini düşünüyorum. Sardinya Efsaneleri, Ağıt, Sevgi Yuvası ve Rüzgarda Kamışlar yazarın Türkçeye çevrilmiş kitapları. İçinde yaşadığınız toplum ne derse desin, farklı olmaktan vazgeçmeyin ve yapmak istediğiniz şeyi yapın. Cosima gibi….
Cosima
CosimaGrazia Deledda · Kolektif Kitap · 2018122 okunma
··
161 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.