Gönderi

128 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 saatte okudu
Herkes elektromanyetik spektrumu ve görülen ışığın orada ne kadar minik bir yer kapladığını bilir. (Örnek resim: google.com.tr/search?q=elektr...) İşte dünyamız bu kadar küçük! Sadece belli cisimleri belli renklerde görebiliyoruz. Görmediğimiz alemlerse gördüğümüzün kaç katı. Ama bazı teknolojik cihazlarla kısa süreliğine farklı bakış açıları yakalayabiliyoruz. Şimdi "Ne alaka?" demenizden sizi kurtarıyorum. Bu kitap bana bir gözlük, dünyayı daha farklı bir versiyondan algılamamı sağlayan bir gözlük verdi. Cisimler, insanlar iki gün boyunca farklı renkteydi benim gözümde. Daha önce hisseder gibi olsam da pek derinine inemediğim hayatların derinine indim . Zihinsel özürlü birini, farklı bir renkte gördüm. İnsanların sırf kendilerine ait mülkleri olsa çok mutlu olacakları bir dünyada, onların hayallerinin ötesinde nimetlerle benim hala mutsuz olduğumu da gördüm (gerçi bir şey değişmedi). Bu gözlükle(kitap olan) evren kaç kat daha "fazla" görünüyor ama DİKKAT! riski de var: Derin bir hüzün... Allah'ın ne kadar merhametli olduğunu, boynuzlu keçiden boynuzsuz keçinin hakkını alacağını bilmesem kaldıramazdım herhalde bu dünyada bazı şeyleri. Kitap biri zeki, kurnaz, ince yapılı, hafif otoriter bir ADAM ile zeka bakımından zeka bakımından özürlü sayılabilecek, iri yapılı, kaslı ve kocaman bir kalbe sahip bir İNSANI anlatıyor. İki karaktere de zıt vizyonlara sahip olsalarda sempati duyuyorum. Kitaptaki tüm detaylar sizi hikayenin esas noktası olan sona doğru götürüyor. O derinden sarsan son için yazılmış resmen kitap. Şimdi bu kitapla beraber tekrar düşünmemi gerektiren bir soruya geçiyorum "Zeka mı İnsanlık mı?" Yanıt basit olarak insanlıktır elbette ama bu söylenmesi gereken yanıttır, 21.yüzyıldaysa çoğu insan, 'poüler olan şekliyle 'havalı' sayılan şey her ne ise onu insanlığa yeğ tutar. Ben de dahilim bu zihin karmaşasına. Ama küçüklüğümden beri "kötü olsa da zeki olsun" diye tutturduğum felsefemi bu kitap çok şükür sarstı, ciddi manada. Hayır düşüncelerime değil kalbime hitap ederek. Yoksa on defa düşünmüştüm ben de hangisi daha mantıklı diye. Rasim Özdenören'in de bahsettiği gibi insan olma bilinciyle kullanılmayacaksa zeka hayvansal, içgüdüsel bir savunma mekanizmasından öteye gidemez. Fazla uzatmadan asıl söylemek istediğimi söyleyeyim: Yazar bu kadar kısa sayfaya beni gece boyu ağlatacak duyguları nasıl sığdırmış? Tekillik mi kullanmış ne yapmış da ben böyle etkilendim. Nötron yıldızı mı bu ki bu kadar yoğun? Hatta aynı onun gibi çekim etksi de epey fazla düşüncelerimi son birkaç gündür kitaba çekiyor hep. :( George hakkındaki düşüncelerimi de söyleyip bitireyim(SPOİLER) Yaptığının doğruluğunu tartışmayacağım ama bazı incelemlerin aksine George'un şeytani bir niyetle bunu yaptığını sanmıyorum. Lennie'ye iyilik ettiğini düşünüyordu. Lennie'yi sevmese elini buna bulaştırmazdı. Onun daha fazla acı çekmemesini istedi, buna o karar veremez elbet ama yine de Lennie ile George un dostluğu öyle sokakta gezince görebileceğimiz bir dostluk değildi. (SPOİLER SONU) Birbirlerine çok bağlıydılar. Hatta ben ilk başta kardeş sanmıştım ikiliyi yoksa neden George Lennie'yle beraber gezsin ki demiştim bu da George'un benden vefalı olduğunu kanıtlıyor. George, sızlanmaya bahanesi olduğu için sızlanıyordu. Sadece bunu yapabileceğini göstermek için yoksa dediği gibi: "Yok.,yok... Dinle! Şaka yaptım Lennie. Senin yanımda kalmanı istiyorum. İşin kötüsü, farelere elini uzattın mı hep öldürüyorsun onları. Bak, ne yapacağım, Lennie. İlk fırsatta sana bir köpek yavrusu bulacağım. Fareden iyidir o. Hem daha çok okşayabilirsin. " Şimdi bana tek gereken şey George'a ne oldu sorusuna zihnimde düzgün bir yanıt vermek. Buraya kadar okuyan olmaz ama okuduysanız helal olsun, hayırlı işler efenim. Kitabı da okuyunuz.
Fareler ve İnsanlar
Fareler ve İnsanlarJohn Steinbeck · Sel Yayıncılık · 2023173,7bin okunma
·
6 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.