Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Osmanlı’da Türklük
Madem ki eski osmanlı kalabalığını teşkil eden milletlerden her biri kendi benliğine dönüyordu. O halde bu milletler arasında türk olan kütle içinde bir milli ruh, bir milli duygu lazımdı. Bu, bir kendine dönüş ve kendini buluş demekti. Bunun üzerine bazı kültür hareketleri başladı. Bir şeyler arayan ve bir şeylere muhtaç olan genç ruhlar için bu hareketler büyük değer taşıyordu. Gerçi biz evvelce de Türk'tük. Fakat kendimize Türk diyemezdik. Türk sözü, birçok ırkı, kavmi birleştiren bir imparatorlukta, bir kavmin diğerleri üstünde tahakkümünü hatırlatır ve onları gücendirir diye düşünülüyordu. Halbuki bu imparatorlukta yaşayan diğer ırkların, diğer milletlerin hepsi kendilerini, kendi milletlerinin adıyla tanır ve anarlardı. Benim okuduğum asker mektebine Yemen'den Kürdistan’dan veya saraya hısım akraba olan Çerkes köylerinden getirilen imtiyazlı çocuklar, hep milliyetleriyle övünürlerdi. Bize yukarıdan bakarlardı. Fakat biz türkler, kendimizi anlatmak için ırk hüviyetimizi hiçbir zaman dile getirmezdik. ırkımızı da bilmez, ya inkar ederdik. millet adı geçmek lazım geldiği zaman kendimize sadece: --Osmanlı! der, geçerdik. Hatta dilimizin adı bile Türkçe değil, Osmanlıca'ydı. Tarihimizin de osmanlı tarihi olduğu gibi. Reddedilen, inkar edilen türk adına kimsenin sahip çıkmaması için tadbir alınmıştı. umumi kanaate göre türk kaba, görgüsüz ve kabiliyetsiz bir varlıktı."
·
3 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.