Aldatma Üzerine
Mehmet Ali Özsoy 'nın Aldatmayı Beyinde Kavurması
Doğal bir şeyden öte kaçınılmaz bir şey, aldatma nedir?
Bir insan bir insanı nasıl aldatır, bizim bahsettiğimiz aldatma içinde cinsellik taşıyan ve ihanet olarak da nitelendirilen durum.
Şimdi, bir insan bir insanı, başka bir insanla yalnızca cinsellik kokan davranışlara girerse mi aldatır?
Şöyle düşünelim.
Güzel algısı, kabul edilir ya da edilmez tapınılan bir şey değil mi güzellik?
Güzel, çekici, arzulanılası...
Çoğalır bu.
Sevgi, aşk ya da bağlılık varsa "güzeli", "arzulanılasıyı", "çekiciyi" saf dışı bırakır mıydı?
Gücü yeter miydi ki?
Yetemezdi, yetmedi, yetmeyecek diyorum.
Olduğunu varsaydığım sadece 'bağlılık' var.
Aşk ve sevgi, oturun sıfır!
Bağlılık da pamuk ipliği...
Güzellik kutsanır, dokunulası ve ele geçirilesi bir güçtür.
Seni hapseder içinde.
K a ç ı n ı l m a z.
Aldatma nedir?
Bu kaçınılmaz şeyin kucağındayken bağlı olduğun kişinin seni görmesi mi?
Ya da, ya gizli kalmış ele geçirilememiş tutkular?
Bir insan bir insanı fiilen güzellikle aldatmasa da ruhunu o güzelliğe sunamaz mı?
Sunar.
Çoğumuzun yaptığı bu.
Sahip olmaya öykünüyoruz. O güzelliği zihnimizde sahipleniyoruz.
Hangisi daha kokuşmuş bir aldatış, birinin birini bir başkasıyla ucuz bir sevişme yaşayarak aldatması mı; birinin birini hiçbir zaman terk etmeden bir başkasıyla bir başkasıyla bir başkasıyla -gördüğü her güzelle- içten içe aldatması mı?
··
20 görüntüleme
Bu durum insan algısı ile ilgili kanaatimce. Bağlılık nedir kime göre. Sadakat anlamında bir bağlılık mi yoksa sadece fiziksel bir bağlılıktan mi söz ediyoruz.
Hep şu soruyu sormuşumdur; 'İnsan kendini kendi ile aldatabilir mi?' bence evet. Çünkü insan sürekli düşüncelerini yalanlayan aslında doğru olmadığını söyleyen hem kendisidir hem de yalanladığı yabancı.
Güzellik insan mefhumunun ruhunda var olan bir kavram belki bir güç bir bakış açısı kıstasları belli olmayan değişken. Sahip olmak istenen yönlendirici güce sahip insanı bağlılıktan bağımlılığa götüren çoğu zaman hislerden ibaret karmaşık insan gölgesindeki bir ışık belki. Karşı konulamaz zira insan hep daha güzel olanı ister sonu olmasa da .
Ve aldatmak fiziki bir eylem değildir aslında. Yaşamak istenilen yalanın gerçeğe tercih edilmesidir. Kendinden kaçamayan insanın kendi yarattığı çıkış kapısıdır.
Düşünülmesi gereken bir konu sevişme dışındaki eylemlerde daha doğrusu sadece eyleme dökülen şeyler aldatmaya girer mi diye? Şayet cevap hayırsa sadakat, bağlılık koca bir yalandan başka bişey değil o halde
Aldatmak... iki türlü aldatmaktan söz edilebilir. Eğer aşk üzerine bir evlilik yapılmış, sevgi üzerine inşa edilmiş bir birliktelikte aldatma söz konusu ise, bu bir kereliğine affedilebilir. Ancak kişinin sevgisinden emin olmak zaruridir. Neden mi af? Çünkü bir insan günü birinde mutlaka yeni bir deneyim ve yeni bir heyecan ister, onu yadırgamadan önce açıklamasına ve o anki zevk durumuna bakmak gerekir. Bir diğer aldatma türü ise, birliktelik halindeyken baş gösterilen bir belirti. Bu durumda kişi birliktelik halindeyken, başka birine ihtiyaç duymasının sebebi, birlikte olduğu partnerini göz ardı etmesinden kaynaklanır. Bu durumda aldatılan kişi emin olduğu ve kanıtları düzenlediği takdirde bu işi sonlandırmalıdır. Çünkü aldatılan kişi de bulunamayan güzellik ve arzu başkasına kaymıştır, güven ve sevgi ortadan kalkmıştır. Bu durumda her ne olursa olsun bir daha geri gelmeyecek üzere sonlandırılmalıdır. Kişi affederek büyük bir kayıba doğru ilerleyebilir ki bu da hiç adil değil. Tamamiyle aleyhine.
Veya birini severken başkasına aşık olduğunda, hangisini aldatmış oluyor insan. Gönül mü aldanıyor, gönlün; seni mi aldatıyor yoksa. 🤔
Bu alçakça eylem için etrafta çok fazla örnek var. İnsan aciz bir varlık ve tutkularının esiri olabilir. Ne kadar rezil bir durum dahi olsa kim bilir belki de içinde hiç kötülük olmayan insanlar bile düşmüştür bu duruma. Bence de asıl olay kişilikde bitiyor. Sana güvenen ve bir sözle hayatını birleştirdiğin insanı aldatmakla kalmayıp vicdanını, bazıları için de haysiyetini göz ardı ediyorsun. Zor ve yüz karartıcı. Gelelim aldatmanın çeşitlerine... Anlık zevklerin ötesine geçen bir eylem daha beter benim gözümde. Aslında her şey kişinin görüşlerine bağlı. Sürekli yaşanan zevk üzerine kurulu bir ilişki diğeri için bedenine ya da cinsel çekimine bir hakaret. Tek seferlik ise ve ardından büyük pişmanlık getiriyorsa büyük ihtimalle aldatılan insanla pek alakası yoktur fikrimce. Ancak ortada cinsellikten daha öte bir şeyler, duygular varsa diğerine duyulan duygular yeterli değil demektir.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.