Gönderi

64 syf.
·
Puan vermedi
·
3 saatte okudu
Kral Übü ile tanışmam, Slavoj Zizek’in Ahir Zamanlarında Yaşarken’ isimli mukaddes eserinin üç yüz doksan dördüncü sayfasına rastlar. “İktidarın mevcut “Übüizmi” – Faucault bu terimi çökmekte olan iktidarın müstehcen/ çılgın hâkimiyetini tanımlamak üzere Alfred Jarry’nin Kral Übü’süne atıfla türetmiştir- yirminci yüzyılın iki “totalitarizmi” olan ve iktidarın zirvesindekilerin dokunulmaz bir haysiyeti olduğunu savunan Faşizm ile Stalinizmin tam zıddıdır. Kafayı zevahiri kurtarmaya takmış Stanilist bir rejimde birinin kalkıp da Önder’le dalga geçebileceğini ya da Önder’in kendisiyle, kendi büyük misyonuyla alay edebileceğini düşünmek mümkün değildir – şayet böyle bir şey olursa bu bir felaket sayılır ve panik baş gösterir. Bugünkü “Übüistleşmiş” siyasette ise imkânsız olan mümkün hale gelmektedir; iktidardakiler kendileriyle devamlı dalga geçmekte ve iktidar da tıkır tıkır işlemeye devam etmektedir.” Zizek’in yüzlerce vurucu ifadesinden yalnızca biri olan bu paragrafı okuyan ben, elbet Übü Baba’nın ellerinden öpmek üzere yola çıkacaktım. Kavuşmamız çok uzun sürmedi haliyle, dün gece uyumadan evvel ellerim ile gözlerim arasına sıkıştırdım ‘yeşil mumumu diktiğiminin’ Übü Babasını. Gerçeğin şeklini sıvayıp şemalini bozan, onu yeniden absürd bir temelin üzerine inşa eden Jarry’nin bir avangart olarak yeryüzü sahnesine çıktığında sadece ON BEŞ yaşında olması hayretlerimin dahi tutulmasına vesile olmuştur. Gerçeküstücü ve saçma tiyatrosunun kurucusu olan bu ‘gödeliğimin ucu’ şahsiyetin kendi deyimiyle tanımlayacak olursak, “Her şeyi bayağılığın en dibine çeken iğrenç bir yaratık” tır Übü Baba. Zamanla yarattığı hayaletin elbisesini istemeden de olsa giyinmeye koyulan yazarın sonu, rezilliğine ve ikiyüzlülüğüne daha fazla dayanamadığı yaşamın kolları arasında erken yaşta can vermek olmuştur. Ne diyor kitabın önsözünde, “İnsanlığın başına geçmiş olan burjuvazinin evrensel budalalığını, açgözlülüğünü, utanmazlığını ve canavarlığını” taşlayan… Bir baba haşlama tiyatro oyunu! Şu naif, şu güzelim ve sular gibi berrak alıntıyla sözlerimi noktalamak isterim. Übü Baba "......Benim de herkesinki gibi bir götüm yok mu?" Übü Ana "Senin yerinde olsam, bu götü bir tahtın üstüne oturtturmak isterim. Zenginliklerini sonsuza dek artırabilir, çok sık kol gibi sosis yiyebilir ve bir saltanat arabasıyla sokaklarda dolaşabilirdin."
Kral Übü
Kral ÜbüAlfred Jarry · Mitos Boyut Yayınları · 2014103 okunma
··
135 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.