Kelimelerin yürekte iz bıraktığına inanır mısınız? Cümleleriyle aşina olur musunuz bir ruha? Ve yine cümleleriyle dokunuşunu özler misiniz? Biz özlemiştik. Ki 36. sayıda kelimelerinin yüreğimize dokunuşunu özlediğimiz pek çok isim bir araya gelmiş solmaya yüz tutan ruhlarımıza önce dert sonra da âşinalıklarıyla derman olmuşlardı.
Bu sayıda sokak köpeklerinin başını okşamış, onlara selam vermiş, Leyla'nın(âh!) uzanamadığımız ellerini tutmuş, gece yarısı sessizliklerimizi bir bir dile getirmiş, merdivenleri ağır ağır çıkmış ve sevenlerin elbet ayrılacağına karar vermiştik.
19. Sayı itibariyle katılmiştım bu güzel seven insanların kervanına. Dergiyi soluksuz okuyup sonrasında ulaşabildiğim tüm sayılarını sipariş vermiş bir sonraki sayıya kadar gün be gün her birini özenle okuyup cümlelerini yüreğime nakşetmesine izin verip gönlümün en güzel yerine kuruluşunu keyifle izlemiştim.
Başka hangi dergiyle kavuşamadığımız icin Ulaştırma Bakanına sitemler edebilirdik ki? Acıyı tüm icadların anası ilan edip başka hangi dergi her sayısında daha fazla, daha da fazla yakabilirdi ki? Ve hatta bir gecekondunun damı gibi içinize doğru ağlayıp kırıldığınız için özür dilemeyi de başka hangi dergi öğretebilirdi?
Ve başka hangi dergi geceyi resmi olarak başlatıp sonlandırarak gece kavramının güneşin batışından bağımsızlığını açıkça gösterip okurunun kalbine bu denli hitap edebilirdi?
....
Bir şekilde devamını getirmek istediğim bu yazıya cümlelerimin böyle devam edeceğini düşünmezdim ki an itibariyle hüznümü anlatacak kelimelere de haiz değilim.
Dün 7. Sayı (Nisan 2016) itibariyle tanıştığım (ki bu sayının kapağında 'İnsanlık Öldü' yazıyordu) ve ara ara sayılarını aldığım Arkakapak derginin son zamanlar yaşanılan ekonomik problemler nedeniyle yayın hayatında bulunamayacağını açıklamasıyla yüreğimin tam ortasında bir düğüm oluştu, yazıyorsam korkuyla yazıyor, yazdıkça bu düğümün karmakarışık olmasını izliyor ve bu olay öncesinde izdiham dergi için, benim biricik -üzülenlerin ve üzüntülerinden yutkunamayanların da dergisi olan- güzel dergim için yazdığım bir kaç satırı sizlerle paylaşmak istedim..
Sadece son zamanlarda dile getirilen pek çok haklı sitemden birine yer vermek istiyorum: ' Türkiye'nin en köklü dergileri yeni sayıya paramız yeter mi derdiyle dertlenirken ve hatta yayına ara verip, kapanma durumunda kalırken nasıl oluyor da bir sayfaya iki cümle yazan niteliksiz kitaplar ayın kitabı, en çok okunanlar gibi listelere girebiliyor??!'
Söyleyemediklerim ise sessizliğime emanetti vesselam.