Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

00.00 Güzel denk geldi :)
Sadece Deli! Sadece Şair! Kararan havayla,  çiyin avuntusu olmaktayken  yeryüzüne doğru,  görülmezce, işitilmeden  -çünkü yumuşacık patikler giyinir  avutucu çiy, bütün avuntuyla yumuşamışlar gibi-  anımsarsın sen, sıcak gönül, anımsarsın,  bir zamanlar nasıl susadığını,  kutsal gözyaşı ile çiy yağmurlarını özleyerek  yanıp tutuşurken, bitkinlikle susadığını,  kem gözlü akşamüstü güneşinin bakışları  sararmış otlu patikalar üzerinde  kararmış ağaçların içinden geçip dolaşırken çevrende,  güneşin kör edici kor bakışları, acı vermekten haz duyan. “Hakikatin yavuklusu -sen ha? diye alay ederlerdi-  hayır! bir şair sadece!  bir hayvan, kurnaz yırtıcı sürüngen,  yalan söylemesi gereken,  bilerek isteyerek yalan söylemek zorunda,  av arzusunda,  elvan elvan maskelenmiş,  kendine maske,  kendine av  bu ha –hakikatin yavuklusu? ..  sadece deli! sadece şair!  sadece parlak parlak laf eden,  deli maskelerinden dışarı renkli renkli konuşan,  yalancı söz köprülerine tırmanan,  yalandan gökkuşakları üstünde  kalp gökler arasında  dolanıp duran, sürünüp duran-  sadece deli! sadece şair! .. Bu ha –hakikatin yavuklusu? ..  durgun değil, dik donuk soğuk değil,  tasvirleşmemiş,  heykelleşmemiş,  tapınakların önüne dikili değil,  bir tanrıya kapı bekçisi değil:  hayır! bu çakılı erdem tasvirlerine düşman,  yabanlar ona daha rahat tapınaklardan,  kedi haylazlığıyla dolu  her pencereden zıplayıp  hop! her rastlantının peşinden  koklaya koklaya her yabanıl ormana dalansın sen,  yabanıl ormanlarda  renkli tüylü yırtıcı hayvanlar arasında  günahkarca sağlıklı, güzel, elvan gezinirsin,  arzulu dudaklarınla,  kutluca alaycı, kutluca şeytani, kutluca kan emici  yırtıcı yırtıcı, sinsi sinsi, yalancı yalancı gezinirsin... Ya da kartal gibi, uzun,  uzun dik dik uçuruma,  kendi uçurumuna bakan kartal gibi... -Nasıl da yukarıya,  aşağıya, içeriye,  hep daha derin derinliklere halkalanıyor uçurum! -  sonra,  ansızın,  düz uçuşla  aniden dalarak  kuzuların üzerine çullanmak,  birden aşağıya, yırtıcı açlıkla,  kuzu arzusunda,  bütün kuzu ruhlara kızgın,  öfkeli bütün erdemlice,  koyunca, kıvırcık kıvırcık  göz kırpıştıran, koyun sütü iyilikle alıklaşmışlara... Böylesine  kartalcadır, parsçadır.  şairin özlemleri,  senin özlemlerin, binlerce maske altında,  sen ey deli! sen ey şair! .. Sen ki bakarken insana,  tanrı bakar gibidir koyuna-  insandaki tanrıyı paralamak  insandaki koyunu paralar gibi  paralarken de gülmek- Bu, işte senin kutluluğun,  bir parsın, bir kartalın kutluluğu,  bir şairin, bir delinin kutluluğu! .. Kararan havayla,  ayın orağı  mor kızıllıklar arasında yeşil yeşil,  hasetle, sinsi sinsi dolanırken, -Güne düşman,  her dolanışta biçerken  gülden döşekleri gizlice,  çökertene dek,  gecenin derinliğine uçuk uçuk gömene dek: Ben de öyle düştüm bir kez  hakikat çılgınlığımdan aşağıya,  gün özlemimden aşağıya,  günden yorgun, ışıktan bıkkın  -aşağıya, akşama, gölgeye çöktüm  bir hakikatten  bağrı yanık, susamış  -anımsıyor musun hala, anımsıyor musun, sıcak gönül,  nasıl susadığını?  sürülmüştüm  tüm hakikatten!  sadece deli! sadece şair! .. Friedrich Nietzsche Çeviren: Oruç Aruoba
4 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.