öncelikle bu güzel şiir kitabını bana hediye eden arkadaşım Esra'ya çok teşekkür ederim.
i.hizliresim.com/moABjP.png
"aşkın ve kavganın şairi" sıfatını en çok hak edenlerden biriyken, bu derece yalın ve adam gibi yaşamışken, "sanki hakettiğini alamadan sessizce gidivermiş" hissidir, herhalde içime sinmeyen...
"aşk demişti yaşamın bütün ustaları,
aşk ile sevmek bir güzeliği,
ve dövüşebilmek o güzellik uğruna."
ona boşuna üstad demiyoruz.
"radyoda bir kaval sesi bu sabah
bağdaş kurup oturdu soframa
ekmeğim tazelendi sanki
dağlı çiçekler serpildi yalnızlığıma
biliyorum çaresi yok bu çilenin
işte gerçek
çıplak bir kaya gibi karşımda
çay kırmızı bakıyor zeytin kara
yine de susmuyor içimdeki pınar
yaslanıp çok uzaklardaki dağlara
az da olsa
mor bakmak istiyorum insanlara"
Diyor üstad kitaba da ismini verdiği şiirde ne desem bir şairin sayfalarca yazdığı bir kitap hakkında ne denebilir ki birçok şey evet bir çok şey... yumduğun anda gözlerini maruz kaldığın karanlıkta ışık görmek gibi acı sevinç hüzün hepsi bir arada insanı insan yapan bu değil mi nasipleniyorsun istemesen de her birinden bana soracak olursanız şairler birer yaşam tanrısı/tanrıçası gibidirler. şiir sevin okuyun okutun bir başka kıpırdıyor insan yüreği o zaman.
bu belki de bir inceleme değildir ne olduğunu bende bilmiyorum.
Ya sahanesiniz yaa:) sizinle tanıştığım için çok şanslı sayıyorum kendimi Esra ve Rıdvan:) varlığınız iyi insan oranını artırıyor benim de umudum artıyor:) iyi ki varsınız:)