Gönderi

"Şuh bir sesle fısıldadı Yusuf (aleyhisselam)'a: -Ey Yusuf! Yüzün ne kadar da güzel. -Rabbim böyle yaratmış. Ona sonsuz şükürler olsun. -Yusuf! Saçların ne kadar güzel, ne kadar alımlı. -Ne önemi var, bir gün mezarda çürümeyecek mi? Kadının dikkatini mezara çekip ölümü hatırlatıyordu ki bu işten vazgeçsin. Ama kadın bu işi kafasına koymuş, O'nu tahrik etmeye çalışıyordu. -Gözlerin ne kadar güzel ey Yusuf! -İnşallah bu gözlerle Allah'a bakmak nasip olur. -Kaldır bir kere de bana bak! -Allah'a bakamamaktan ve ebedi ağlamaktan korkarım, bakamam. -Benim ne demek istediğimi çok iyi anlıyorsun, ben sana yaklaştıkça sen benden kaçıyorsun. Neden böyle davranıyorsun? -Rabbime yaklaşmak için senden uzaklaşmaya mecburum. -Sözü uzatma gel yorganımın altına gir! -Allah'tan korkarım, böyle bir iş yapmaktan O'na sığınırım! Hem yorgan beni Rabbimden gizleyemez! -Seni cellatlara teslim ederim, zindanlara attırırım. -Kardeşlerim de kuyuya atmışlardı, önemli değil. Hapishane ve cellatlar senin bu davetinden daha iyidir. Çünkü sen beni harama çağırıyor, Rabbime isyana davet ediyorsun."
Sayfa 12
··
15 görüntüleme
Burak