"Haydi, en güzel porselen fincanlarınızı, en kaliteli çay ve kahvelerinizi (isterseniz sıcak çikolatanızı) ve bunların yanına gidecek kek, çörek ve ekmeklerinizi getirin. En kaliteli tereyağınızı da unutmayın. Şık bir sabahlık giymekse size kalmış."
Kitaptaki bu alıntıyla başlamak istedim. Kitabı okumaya karar verdiyseniz karnınız tok ve yanınızda özellikle de çayınız olmalı. Bu kitapta sadece Jane Austen' ın çay aşkını değil çayın İngiltere'deki tarihini, o dönemde çayın ne kadar önemli bir içecek olduğunu ve bazı kek vb tarifler okuyoruz.
O dönemde o kadar önemli ve pahalı ki çay, hizmetçiler alıp satmasın diye evin hanımı kilit altında tutarmış. (Ülkemiz aklıma geldi. Çayın karaborsa olduğu dönemler) Çay kutularını leydiler tarafından telkari yapıldığı, subayların sırt çantalarında mutlaka çayın bulunduğu, çayın sahtesi yapıldığı, adına şiirler, şarkılar yazıldığı, her derde deva denildiği, uzun yıllar çay hakkında tartışmalar yapıldığı bir dönemi okuyoruz.
Kitapta ayrıca Jane Austen, kız kardeşi Cassandra'ya yazdığı mektuplardan ve yazdığı kitaplarladan çayla ilgili alıntılar mevcut. Aklıma gelenler; Mansfield Park, Aşk ve Gurur, Emma, İkna, Akıl ve Tutku.
Keyif alarak okuduğum bir kitap oldu. Sizde çayınızı demleyin ince belli bardağınızı alın ve Jane Austen' a çay içerken eşlik edin. Keyifle okuyun.