Sosyal tabakalaşma piramidinde güçlü bir orta sınıf görülmemekte, gelir dağılımındaki dengesizlikle beraber bazı sınıflar kastlaşma temayülü göstermektedir. Sosyal hareketlilik aşağıdan yukarıya kesafet kazanmış olup, ferdiyetçi bir yapı kurulamamıştır. Gayri sabit cemaatçi yapı hususiyetleri gösteren ülkemizde hakimiyet zümreleri sık sık nöbet değiştirmektedir.
İyi idare edilemeyen ve kaht-ı rical dönemi yaşayan ülkemizde eğitim en büyük dert olarak varlığını korumaktadır. Dinimiz, ortak milli ve manevi değerlerimiz birer bütünleşme vesilesi iken, ayrılma ve bölünme sebepleri gibi tartışılmaktadır.
Medyanın sosyal barışı ve bütünleşmeyi sağlamada hiçbir rolü olmamakta, tamamen bunun tersine işleyişe göz yumulmaktadır.
Demokrasinin, laikliğin, hukuk üstünlüğünün, insan hakları ve hürriyetlerine saygının tam gerçekleşemediği, içerden ve dışarıdan gelen ağır tenkitlere rağmen düzelme emarelerinin görülmediği yurdumuzda bu sebeplere bağlı bir sosyal çözülme (anomi) hali göze çarpmaktadır.