Gönderi

6 ay Akıl hastanesine intihara teşebbüsü sonucu, ailesi tarafından, canına tekrar kıyma ihtimali endişesi ile yatırılan ben, aradan yılların ayların, yağmurların, doluların, karların, geçmesine rağmen, unutmadım bu akıl hastanesini unutamam da büyük ihtimal. Bir sürü bölümü vardı hastanenin, akıl derecelerine göre akıllıyı akıl hastalarının arasına atmak istemezlerdi değil mi ya ben? verdiği ilaçlar yüzünden kolunu kaldıramamayı geçtim, ağlayamıyordum da duygusuz ve tepkisizdim bir eşyadan farkım yoktu, aldığım ilk ilacın bu etkisi ile sürekli uyuyordum, uyandığımda aşırılıkları yüzünden korktuğum akıl hastalarını görüyordum. Deli veli bilemem aslında, anormal diye bahsedilen kişilerdi işte. feryat figan bağırıyor, çığlıklarla kahkahalar atıyor, yanındakilere vuruyor, tırmanıyor, koşuyor, ağlıyor ve daha bin kötüsüyle normal olarak nitelendirdiklerinizden farklıydılar. Bu soruna değinecektim ama önce düşünebilmem gerekiyordu, o da ilacı içmeyerek mümkündü. amaçları, düşünmesinler, böylelikle mutlu olsunlar, zarar vermesinler kendilerineydi.  Her ne kadar beni deli miyim la sahi düşüncesine soktularsa da, biliyordum değildim. Sinir sistemi çökmüş, hayattan soğumuş, insanlardan nefret etmiş biriydim sadece. 6.00'da girilen ilaç sırasında önüme geçen, atlayan hastalara, tuhaf tuhaf bakmaktan öteye gidememiştim kime neyi anlatacaktım? aileme bile anlatamamışken kendimi orada çırılçıplak yalnızdım işte, olan biten buydu kimsenin, hiçbir arkadaşımın dostumun orada olduğumdan haberi yoktu. Günün her saati çalan telefonum yanımda yoktu, üzerimdeki kıyafetler harici hiçbir şeyim yoktu. Oysa ben tıp fakültesini kazanmış bir öğrenciydim. Tek hemşire gelirdi ilaç vermek için, gözetleyen eden, güvenlik babında kimse yoktu bizim bölümde. ilacı damağımda tutup, lavaboda tükürmüştüm ondan sonra da hep öyle yapmıştım ağzımı kontrol eden hemşire bir sürü sonra gereksiz güvenmişti bana bakmıyordu yutup yutmadığıma, diğerleri gibi olmadığımı görüyordu. dönüp dolaşıp senin ne işin var yaa burda diyordu. Gülümseyerek, ‘deliyim ben’ diyordum. 2.-3. gün oradakilerin kötü olmadıkları, çektikleri acılar yüzünden bu hale geldiğini anlamıştım.hepsinin kendine ait bir hikayesi vardı, kimine abisi tecavüz etmişti, kimine babası kimi nikah masasında terk edilmişti, kiminin o yaşına kadar biriktirdiği bütün parası çalınmıştı kiminin kıyafetlerine karışan kuzenleri vardı. Peki ya ben neden burdayım geçirdiğim ağır sinir krizleri ve nöbetler halinde kendimi bile tanımıyor haldeyken burada buldum. Hal böyleyken farkındalık, kıymet bilme, hayatı sevme, kuşları sevme, doğayı sevme başladı bende. sabah 6'da açılan kapılar, 5 gibi kapatılıyordu.o süreçte bahçede olunuyordu. Hemşireden tek istediğim sayısız kitaptı oda kırmaz her gün getirirdi. Böyle günler birbirini kovaladı benim aslında deli olmadığımı sadece hasta olduğumu anladıklarında çıkardılar oradan. Mutlu olmayı mı başarmıştım yoksa dış dünyada mı mutsuzdum, neydi, ne olmuştu, şuanda bile sorsalar bilmiyorum..
··
4 görüntüleme
Seymen Yağız okurunun profil resmi
Harika 👍
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.