Suskunluklarla kesilen bizim kırık dökük sohbetimiz "Hayat ne kadar da kırık dökük," derken, tabanca sesleri, ateşli sevişmeler, bağırıp çağırışlar, düşen uçaklar, patlayan benzin tankerleriyle kaynaşan televizyon "Ama gene de kırıp dökmek lazım!" diyordu, ama biz üzerimize alınmıyorduk.