Hediye etmek için aldığım bu kitabı, Serçekuş gibi büyük bir iştiyâkla okudum. Ama Serçekuş'tan çok daha fazla sevdim. Kitap 3 başlıktan yani hikayeden oluşuyor. Tabi ben de kitaba ismini veren hikayeyi çok sevdim. Yürekdedenin ve hanımının mütevazi hayatından bir parça kesit sunan hikaye bana yaşanmış ve yaşanacak çok güzel şeyler çağrıştırdı. İçindeki resimlerse insanı tamamen bulunduğu yaştan çekip, çocukluk yıllarına götüren bir etkiye sahip. Tabi en azından benim için. :) Hikâyenin temasına değinmeyeceğim, fakat şunu söylemek gerekir ki bu tam manasıyla bir çocuk kitabı değil, sanki büyükleri, o masum çağlar olan çocukluk yıllarına götürüp, biraz da düşünmeleri ve temizlemeleri için yazılmış bir hikaye.... Zarifoğlu'na rahmet diliyorum...