Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

119 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Romanın konusunun yanında yazarın teknik açıdan kalemi çok farklı ve bu farklılık romanın akıcı, ilgi çekici olmasına yol açıyor. Teknik açıdan farklılığını hissettiren birkaç durumu ve konuyu sizinle paylaşmak istiyorum: İlk olarak konuya gelirsek: Öncelikle karamsarlığa iğrenç gözüyle bakan ve mutluluk delisi, kendisini masallar diyarlarında sevgiyle, gülerek dolaştığını hayal eden insanlar için konu, tamamen ağır ve çekilmez bir romana dönüşür. Çünkü burada gülmenin zerresini hissedeceğiniz tek bir cümle yok. Duygular azınlıkta ve yazar mantık çerçevesinde, tarafsızca kahramanlara yaklaşarak buhrana sokacak anlatıma başlıyor. Hırs, kıskançlık ve ölüm temaları etrafında dönen, hayat boyu yaşam dostu olduklarını söyleyen 3 burjuva arkadaşın Horowitz adındaki müzik kursunda ve onun sonrasında hayatlarının nasıl şekillendiği anlatıyor. Mükemmelliyeti temsil eden Glenn Gould dâhi piyano virtüözüdür. Diğer iki arkadaşı da piyano virtüözü olma yolunda ilerlerken bu dâhinin notalarından çıkan müziğin büyüsüne kapılırlar ve Glenn'in karşısında ezilirler. Glenn'in 'bitik adam' diye isimlendirdiği Wertheimer yetenekli olmasına rağmen daha fazlasını ister ve her zaman Glenn gibi olmak, dünya çapında ünlü olmak ister. Bitik adamımızın önemsediği en önemli şey çevresinin kendisi hakkında yorumları. Glenn gibi bir dahi onun önünü kapatmaktadır ve hiçbir zaman onun gibi iyi olamayacağını anlar ve kendini hiç de iyi olmadığı düşünce bilimlerine verir. Tabii burdada da tutunamaz ve kız kardeşine uzun yıllardan beri yaptığı köpek muamelesinin etkisini iyice arttırır. Dâhi Glenn Gould 50 yaşında piyano önünde âni gelen ölümle yaşamını yitirir. Bunu bile kıskanan bitik adamımız kendisinden kaçan kız kardeşinin evi önünde intihar eder ve hayatta kalan tek arkadaş olan anlatıcımız karakterleri anlatmaya başlar. Teknik açıdan gördüklerim: 1- Tek bir paragraftan oluşan metin başta korkutucu gelse de romanın içinde bir karakter gibi hissedip o konuya direkt dahil olmamı sağladı açıkcası. Kesinti yok ve sanki hiç durmadan akan suyun üzerine kendimi bırakıp gideceğim, ulaşacağım noktayı Thomas Bernhard'ın kalemine bırakmış gibi hissettim, güzel ve bir o kadar tuhaf duyguydu. :) 2- Uzunca yapılan betimlemelerden ziyade kısa ve öz betimlemelerle tasvirden çok konuya düşüncesel yaklaşıp, mantık çerçevesinde yazarın romanın akışına şekil vermesi etkileyici ve alışılmışın dışında bir tutumdu. Benim gibi uzunca yapılan betimlemelerde bulantı hissiyatı hisseden okurlar için bulunmaz Hint kumaşı niteliğindeydi. 3- Cümlenin ne zaman biteceğini kestiremediğiniz ve âniden "diye düşündüm." - "düşündüm." gibi fiillerle cümleyi noktalaması alttan alta yazarın bize bir şeyi hatırlatmasının göstergesi olduğunu düşünüyorum. 4- Yazarın Avusturyalı olması ve sürekli Avusturya ve İsviçre'den nefret dolu sözlerle bahsetmesi çocukluğundan taşıdığı izleri aktarmasına sebep olduğunu açıkça hissettiriyor. Benim için alışagelmişin dışında bir romandı, farklıydı ve bu farklılık beni kendisine hayran bıraktı. Okumayı düşünmekte tereddütte kalan arkadaşlarım için bu tereddütleri bir kenara bırakıp farklı bir şekilde akan derenin akışına kendilerini bırakmalarını tavsiye ediyorum.
Bitik Adam
Bitik AdamThomas Bernhard · Yapı Kredi Yayınları · 20201,448 okunma
·
23 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.