–Söylenecek sözüm varsa onu efendine söylerim. -Zindana atılacaksın!
– Zindana atılacaksam ağlayarak mı atılmalıyım?
-Sürgüne gönderileceksin!
– Sürgüne neşeyle, ümitle ve halimden memnun olarak gitmekten beni alıkoyan ne olabilir?
-Ölüme mahkum olacaksın!
– Homurtuyla, iniltiyle mi ölmeliyim?
-Gizlediğin şeyi bana söyle!
– Onu sana söyleyemem. Bana ait bir şey bu.
-Zincire vurun!
– Dostum ne diyorsun? Beni zincire vurmakla mı tehdit ediyorsun? Bunu beceremezsin! Sadece bacaklarımı zincire vurabilirsin. İrademi ve ruhumu asla. O her zaman hür kalacak. Jüpiter bile onun hürriyetine toz konduramaz.
-Hemen şimdi boynunu vurduracağım!
– Ben boynumun vurulmamak gibi bir ayrıcalığı olduğunu ne zaman söyledim?