Gönderi

"Senin yüzün benim kaderim " Bekle Beni
Bekle beni, döneceğim ben. Çok çok, bıkmadan bekle! Sarı yağmurların Hüznü basınca, Kar kasıp kavururken, Kızgın sıcaklarda – bekle. Uzak yerlerden mektuplar kesilince Bekle beni. Birlikte bekleyenlerin beklemekten Usandığına bakma, bekle. Bekle beni, döneceğim. Unutmak zamanı geldiğini Ezbere bilenleri Hayırla anma! Varsın oğlum, anam Hayatta olmadığıma inansın, Dostlarım beklemekten usansın, Ocak başında toplanıp Acı şarapla Yad etsinler beni. Sen bekle. Onlarla birlikte İçmekte acele etme. Bekle beni; döneceğim, Bütün ölümleri çatlatmak için döneceğim! ‘Şansı varmış…’ desinler, Beklemedikleri için, Beni bekleyerek Düşman ateşinden nasıl Koruduğunu anlayamazlar. Sağ kalışımın sırrını yalnız Senle ben bileceğiz- Bütün sır -senin Başkalarının bilmediği gibi beklemeyi bilmende. Konstantin Mihavloviç Simonov (Çev.: N.Yalaza Taluy)
··
179 görüntüleme
Ebru Ince okurunun profil resmi
Dünyanın en tanınmış, en bilinen savaş şiiri olan Bekle Beni ‘Zhdi Meny’, Konstantin Mikhailovich Simonov’un Valentina Serova’ya yazdığı şiirdir. Simonov, Kızıl Yıldız ve Savaş Bayrağı gazetelerinde çalışırken İkinci Dünya Savaşı başlamış, Alman orduları Avrupa’nın büyük bir bölümünü işgal ettikten sonra Sovyetler Birliği’ne girmişti. Moskova ile Stalingrad kuşatma altına alındı. Simonov, gazetesi tarafından savaş muhabiri olarak Stalingrad cephesine gönderildi. Cepheye ayak bastığı günlerde partiye de kaydoldu. Simonov böylece İkinci Dünya Savaşı’nın en kanlı günlerinin yaşandığı Stalingrad cephesinde sadece bir gazeteci değil, aynı zamanda hem de yarbay rütbeli bir asker oldu. Aynı zamanda parti komiseriydi. Derken bir gece, diğerleri gibi cehennemi andıran bir gece, yarı beline kadar çamura battığı, sağına soluna top ve şarapnel parçalarının düştüğü, başının üzerinden vızır vızır mermilerin uçuştuğu bir gece, her zamanki gibi sevdiği kadını, güzeller güzeli Valentina Serova’yı düşünürken, bu kadına karşı duyduğu aşk ve hasretin dayanılmaz bir hale geldiğini hissetti. Bütün eti, bütün kemikleri, bütün sinirleri, elleri, gözleri, beyni o anda hemen oracıkta Serova’yı istiyordu. Simonov çok sonraları o geceyi anlatırken, ?çıldırmak üzere olduğumu anladım ve bunu önleyebilmenin tek yolu Valentina ile konuşmak, ona aşkımı ve hasretimi anlatmak ve mutlaka geri döneceğimi söylemekti? diye konuştu. Ünlü Bekle Beni şiiri işte o gece yazılmaya başlandı. Simonov o sıralarda henüz yirmi beş yaşındaydı ve önünde Valentina ile birlikte yaşanacak uzun yıllar olduğuna yürekten inanıyordu. İzne çıkan bir askere şiirini verdi ve yolu düşerse şiiri gazeteye bırakmasını söyledi. Sonra da savaşın acımasızlığı her yanını kuşattı ve Simonov şiirinden herhangi bir haber alamadı. Oysa asker şiiri gazeteye ulaştırmış, şiir gazetenin savaşın henüz sıçramadığı şehirlerden birindeki baskısında yayımlanmıştı. Sonra bir gün askerlerden biri şiiri görmüş, onu kesmiş ve Stalingrad yakınlarındaki bir kasabada yaşayan nişanlısına göndermişti. Şiirden çok duygulanan genç kız da bunu arkadaşlarına gönderince, ortaya o ünlü Bekle Beni fırtınası çıkmıştı. Bütün bir savaş boyunca cephenin göbeğinde savaşanlardan, Rusya’nın çok uzak ve griler içindeki Kuzey limanlarında görev yapan bahriyelilerine kadar bütün bir Sovyet ordusunda bu şiir hem subaylar hem de erler tarafından ezberlendi. Yüzlerce değişik biçimde ama hep hüzünlü bir tonda bestelendi. O dönemde cephede vurulup ölen ya da yaralanan tüm Sovyet askerlerinin tam kalplerinin üzerine denk gelen göğüs ceplerinde, ya gazeteden kesilip çoğaltılmış ya da kargacık burgacık harflerle yazıya dökülmüş Bekle Beni şiiri çıktı. Bu şiirin, Ortadoks kutsal metinlerinden sonra Rus halkı tarafından en çok okunan ikinci yazı olduğu söylendi.
Ebru Ince okurunun profil resmi
Bin defa okusam, bin defa paylaşsam..yine de "Bekle Beni" ....
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.