Gönderi

Franz Kafka’nın Başından Geçen Güzel Bir Hikâye:
Franz Kafka, 1923’ün serin bir sonbahar gününde, rutin yürüyüşlerini yaptığı bir parkta ağlayan küçük bir kız görür. Çocuk, banka bıraktığı bebeğinin kaybolduğunu görmüş ve çok üzülmüştür. Kafka, onu teselli etmeye çalışır; Kafka bebeği onun yerine aramayı önerir.Ertesi gün aynı noktada buluşmak üzere sözleşirler... Tüm uğraşlarına rağmen oyuncak bebeği bulamayan Kafka 7/8 yaşlarındaki bebeğin ağzından mektup yazmaya karar verir: “Lütfen benim için endişelenme, dünyayı görmek için uzun bir yolculuğa çıktım. Sana başımdan geçenleri anlatacağım.” Bu küçük kıza yazacağı bir çok mektubun ilkidir. Kafka küçük kızla her buluştuğunda sevgili oyuncak bebeğin hayali maceralarını özenle yazdığı mektuplardan ona okurmuş.Ertesi günlerde, karşılaştıkları parka gidip, Küçük kızın gerçeklik algısı da gerçeklik sorgusu da çabuk söner yahut mektuplarda çizilen dünyaya kendini çabuk kaptırır. Böylece, mektuplarda anlatılan dünya, Lena’nın hayalleri ve rüyalarıyla zenginleşen bir başka gerçekliğe bürünür. Derken , günler aylar geçmiş ve görüşmelerin artık sonu gelmiş. Kafka son görüşmede küçük kıza bir oyuncak bebek getirmiş. Küçük kız , aslından oldukça farklı olan oyuncak bebeğe şaşkınlıkla bakakalmış. Bebeğe iliştirilmiş bir not küçük kızın şaşkınlığını gidermiş : “ Yolculuğum beni çok değiştirdi…” Aradan uzun yıllar geçmiş ve artık bir yetişkin bir kadın olan küçük kızımız, gözü gibi baktığı bebeğinin, gözünden kaçırdığı bir çatlağının içine sıkıştırılmış bir not bulur. Şöyle yazmaktadır : “Sevdiğin her şeyi er ya da geç kaybedeceksin, ama sevgi sevgi başka bir surette tekrar karşına çıkacak.”
·
3 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.