İri dişli, büyük, enli bıçkı tamamen ağacın gövdesinin içine girdi. Bıçkı kara dut ağacının gövdesinin içinde oraya buraya gelip gittikçe, ağacı kestikçe, bu kesik yerinin her iki tarafından dökülen beyazımsı, sarımsı talaş bana o kara dut ağacının kanıymış gibi geliyordu. O zaman bu küçük Aliekber, hayli müddet hatırından çıkmayacak ve kendisine çok manalı görünen bir şey keşfetmişti: Kan hep kırmızı renkte olmuyordu.