Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Normalde, düzgün koşullar altında ancak yetmiş veya seksen küsur yıl hayatta kalabilecek bir fizyolojinin içinde tuzağa düşmüş biri var sanki: Bilincin, kafandaki kişi. Hapsedildiğin vücut, bir aşamadan sonra çürü­yor ve hayatının yarısını, belki daha bile fazlasını bu maddenin aşınışını izleyerek geçiriyorsun. Yapabileceğin hiçbir şey yok. İçinde hapis olduğundan, o gittiğinde sen de gideceksin. Hepimiz kendimizle ilgili olarak bunu deneyimleriz. Altmış veya yetmiş yaşındaki yakınlarına kendilerini kaç yaşında hissettiklerini soracak olursan on dört yaşındaymış gibi hissettiklerini söyleyecektirler. Sonra aynaya bakar, yaşlanmış yüzlerini görürler. Yaşlı bir vücuda hapsolmuş on dört yaşındaki biri gibi hissediyorlardır kendilerini! Sen de yok olup gidecek bu kalıba mahkumsun. Mesele sadece hapsolduğun kalıbın belli bir süre dayanmak üzere tasarlanmış makineler gibi er veya geç pes etmesi de değil, yavaş yavaş bozulması ve yıllar geçtikçe bazı özelliklerinin daha kötü çalıştığını, cildin güzelliğini kaybettiğini, uzuvların yıprandığını bizzat gözlemlemek. Al sana hüzün­lü bir deneyim.
··
22 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.