Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

480 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
1929 Yılı, Büyün Dünya Buhranı zamanı. Vahşi Kapitalistlerin makineler aracılığıyla emekçileri topraklarından attığı bir dönem. Traktörler tarlalara girmiş, insan emeğine ihtiyaç kalmamış ve parası olan gözü doymadan daha fazla kazanmak istiyor. Bu durumda emekçi halkın payına düşen batıya, Kaliforniya'ya doğru büyük bir göç. Göç etmek, yollarda perperişan bir şekilde, genç yaşlı demeden millerce yolu gitme ve insanlık dışı bir yaşam sürmek. Yaşlı ve güçsüzlerin öldüğü, yollardan yeni yaşamların doğduğu bir umuda, iş-aş bulmaya yapılan yolculuk. Sonrası, Kaliforniya'ya yapılan yolculuğun ne kadar boş olduğu, bulunamayan işler, çok kötü yaşam koşulları, yerli halkın hem göç edenlerden korkması hem de ölümüne nefreti. Pislik, hastalık, yetersiz beslenmenin eşliğinde yaşama tutunma mücadelesi. İnsanlar iş arıyor, bulsa da buldukları karınlarını doyurmaya bile yetmiyor. Ücretler yetersiz, çocuklar beslenemedikleri için pellegra çıbanları çıkarıp sefilce ölüyorlar. Ürün bol ama para kazandırmıyor küçük çiftçiye. Ürünler dökülüyor ama dökülen ürünler aç halka verilmiyor sırf birileri daha fazla zengin olsun diye. Zengin daha çok zengin oluyor küçük çiftçi ise işini, toprağını kaybetmeye başlıyor. Kazananlar konserve fabrikası sahibi büyük zengin çiftçiler ve şirketler. Her yerde bir çürük kokusu, her yer çürüyor, ölüm kol geziyor kamplarda. Yere dökülen portakalların üzerine insanlar yemesinler diye gaz sıkmışlar, fazla domuzları boğazlıyorlar kimse yemesin diye, yerlerde üzümler, üzümler Gazap Üzümleri. İnsanlarda bir hareket var, arada bağıranlar var, grev yapanlar, düzene karşı çıkanlar var ama onların sesleri de Vahşi Kapitalistlerin uşakları tarafından zorla, ölümüne bastırılıyor. Yıl 1929 ama ne kadar da bugünlere benziyor değil mi? Hala insanların açlıktan öldüğü, hala insanların iş bulamadığı için sefalet sürdüğü ve hala zenginin gözü doymadan daha fazla mal sahibi olduğu, fakirin ise daha da fakir olduğu bir dönemi yaşıyoruz. Kitap 1920'li yılların sonunu anlatsa da aslında düzen hep aynı düzen. Steinbeck romanda olayları anlatıp, işin çözümüyle ilgili ağızlara yalnızca bir parmak bal çalıp kitabı bitirmesi gibi bugün de adalet, eşit gelir bölüşümü, sosyal demokrasi gibi kavramlar dünyadaki tüm siyasi erklerin ağzında ama sonuç yalnızca bir hiç. Ne yazık ki kitapta yazan ne varsa bugün dünyada, coğrafya fark etmeksizin yine yaşanıyor bu durumlar. Kitaba gelirsek, anlatımı son derece akıcı ve çeviride bazı eski kelimelerin var olmasına rağmen Remzi Kitabevi baskısı güzeldi. Kitap, sayfalar boyunca çok akıcı bir şekilde olayları anlatmış ama final aşamasında çuvallamış diyebilirim. Roman süresince okura verdiği bir yerde bu gidişe bir dur denilecek hissiyatı ne yazık ki kitabın sonunda boşa çıkıyor. Bu nedenle anlatım ve konu babında dört dörtlük bir kitap olmasına rağmen sonunun bağlanmasında aksaklık bulunmakta. Fakat sonuç olarak Dünya tarihinin önemli bir dönemine tanıklık etmek için her okurun okuması gereken bir başyapıt Gazap Üzümleri.
Gazap Üzümleri
Gazap ÜzümleriJohn Steinbeck · Remzi Kitabevi · 197235,2bin okunma
·
41 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.