Gönderi

Sufilere Göre Evlilik ve Bekarlık
Bekarlık ve evlenmenin fazileti konusunda, birbirinden farklı haberler ve bazen aynı derecede nakiller vârid olmuştur. Rasûlullah'ın (s.a.v) bu konudaki sözlerinin farklı ve çeşitli oluşu; insanların farklı yapı ve hallere sâhip oluşlarındandır. Bazıları için fazilet bekarlıktadır; bazıları içinse evliliktedir. (*)Bütün bu anlattıklarımız, takvâsı kemâle ermiş ve nefsini tamamen ezmiş olmasından dolayı şehvet ateşi sönmüş kimse hakkındadır.(*) Yoksa şehveti galeyana geldiğinde fitneye düşmesi kaçınılmaz olan kimsenin evlenmesi vâciptir. *** Sûfiler içinde, kendilerine takdir edilen zamana kadar bekarlığa sabredenlere, özel bir eş seçilir ve Allahu Teâlâ ona bir çok sebep ve yardımcılar hazırlar. O da, kendisine gelen bu ilahi ihsan ve sevkedilen rızıkla nimetlenir. *** Sûfilerden birisinin şu hâlini işittim: Kendisine: “Niçin evlenmiyorsunuz?" diye sorulduğunda: “Kadın ancak er kişilere lâyıktır. Ben ise, daha gerçek er kişilerin derecesine ulaşamdım, öyleyse nasıl evlenebilirim!" diye cevap vermiştir. Sâdık müridlerin, evlenmek için bekledikleri bir (başka) bülug çağı vardır (ki o da, nefsi ıslah edip kâmil er kişi oldukları zamandır). *** Bu düşüncemin doğruluğuna, Şeyh Abdülkâdir'den (rah), nakledilen şu söz de delâlet etmektedir: ”Bir zamanlar evlenmek istemiş fakat, hâlimin karışacağından korktuğum için cesâret edememiştim. Takdir edilen zamana kadar sabrettiğim zaman, Allahu Teâlâ, bana hepsi de kendi irâde ve isteği ile infak edecek kadar cömert ve zengin dört tane zevce nasib etti.” Hiç şüphesiz bu, Allah için sabrı cemilin bir neticesi ve hediyesidir. Mürid, sabreder ve Allah’tan bir çıkış yolu taleb isterse; Mevla kendisine bir kolaylık ve çıkış yolu nasib eder. Bu durumu ifade eden bir âyet-i kerimede: "Kim Allah 'tan korkarsa, Allah onun için bir çıkış yolu yaratır ve hiç ummadığı yerden kendisini rızıklandırır." buyrulmuştur. *** Peygamberlerle ilgili haberlerde, şöyle bir kıssa anlatılmıştır: “Bir âbid kendisini tamamen ibâdete vermişti. Öyle ki; zamanındaki insanların en yüksek derecesine ulaşmıştı. Onun bu durumu devrindeki peygambere zikredilince, peygamber: “Eğer bir sünneti terketmeseydi ne güzel bir adam olurdu!" dedi. Bu söz âbide ulaştı. Abid bundan çok etkilendi ve meseleye önem verip: “Ben o sünneti terketmişken ibâdetim bana fayda vermez." diyerek, hemen peygamberin (a.s) yanına geldi ve terkettiği sünnetin ne olduğunu sordu. Peygamber de: “Evet sen, evlenmeyi terkettin" dedi. Bunun üzerine âbid: “Ben evliliği haram saydığım için terketmedim. Ancak, (dünyalık adına) hiçbir şeye sâhip olmadıgım için buna yanaşmadım. Ben, insanlara yük olan, onun bunun verdiği ve getirdigi ile geçinen birisiyim. Bu hâlimle hakkını ödemeyip bir kenara itecegim yahut türlü sıkıntılar içinde kıvrandıracagım bir kadınla evlenmemi uygun görmedim.” dedi. Peygamber (a.s) ona: "Seni evlenmekten meneden sadece bunlar mı?” diye sordu, abid: “Evet.” dedi. Peygamber de: “Seni kızımla evlendiriyorum." dedi ve kızıyla evlendirdi.
Semerkand, 2010, 21. Bölüm, 205-219 arası seçmece
··
12 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.