Gönderi

cahit zarifoğlu'nun Eşine yazdığı siir ve hikayesi
Cahit Bey evde hep daktilo başında, sürekli yazı yazardı. Ben de bir gün biraz da sitem ederek dedim ki, ‘O kadar şiirin var, devamlı daktilo başındasın, bana bir şiir yazmadın.’. Hemen kâğıt kalem istedi, bana şiir yazacakmış. Birden utandım, mahcup oldum, hem ben söyledikten sonra yazmasının ne kıymeti var diye içimden geçirdim, kâğıt kalem getirmeyi kabûl etmedim. Ama o çok ısrar etti ve kâğıdı kalemi alıp başladı şiir yazmaya. ‘Bir anda ne yazacaksın, şiir öyle yazılır mı?’ falan diye itiraz etsem de ‘Şair adamım, ilham beklememe gerek yok, hemen yazacağım.’ diyor ve hâlâ sitemime gülüyordu. Şiirini tamamlayıp uzattı kâğıdı ‘Bu şiir senin.’ dedi. Ama kabûl etmedim. ‘Öyle ben söyledikten sonra adıma yazılan şiirin kıymeti mi olur?’ diye düşündüm. Hâlâ da öyle düşünürüm, o yüzden çok kıymetli bulmam o şiiri. Şair arkadaşları, çok güzel bir şiir, deseler de benim fikrim hâlâ aynı.” Ey berat  hanım  Otur şöyle nefes al dinlen  Ve anlat ne var ne yok halin nasıl  Eğer dersen "vaktim yok dilim yorgun Çamaşır dağ gibi  Bulaşık bir ziyafet sonrası kadar çok  Ve çocuklar  Aç uykulu ve huysuz"  O vakit koştur didin işin bitince otur  Sonra anlat halin nice keyfin nasıl Ey Berat  hanım dersen ki  "Bu ne zalim adam  Halimi bilmez halden anlamaz  Küçük bir şeyi mesele yapar"  -Ne büyük yalan-  Doğrusu var hakkın  N'etsem n'apsam  Kollarını bilezik  Boynunu kordon  Ayağını hal hal donatsam  Yine hakkın kalır Bizi hoş görünüz  Sabırlı olunuz  Çocukları dövmeyiniz  Zinhar beddua etmeyiniz  Sui zan değil hüsnü zan ediniz  Ve acaba ikaz ettik hata mı ettik 
·
45 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.