Sevgili https://1000kitap.com/incierdem 'nin okuduklarına latife olsun diye katılmanın haklı övüncünü yaşıyorum.Zira kendisi en zalım cümleleri başımıza belâ etmekte pek mahir :)
Dün gece birlikte başladığımız, 'Yeryüzü Ayetleri'ni dayanayıp bitirdim :) Evvelâ şiirin hükmettiği anların infilâk ettiği , o içinden konuşan dizelerin sızılarımıza deva olmak yerine, ağrı eşiğimize katkıda bulunduğu yadsınamaz bir gerçek...
Furuğ'un mânâsı, 'Işık'... Bana "EN KARANLIK GÖLGEYİ, EN PARLAK IŞIK DÜŞÜRÜR." Cümlesinde ki IŞIK'I anımsattı.Şöyle ki, bazen kendi karanlığımıza yabancı, o ışığın müptelâsı oluruz...Bu bahsi burada -KARANLIK ve IŞIK'ın gizil konuşmasında bırakalım ve esere dönelim.
Çok büyük acılarda kâlbini sırlamış bir şair Furuğ.Lakin bir şerh düşmek isterim, çok daha büyük acılardan geçmiş insanlarda bu derin izleri temaşa edemeyişimiz, Furuğ 'un ruhundan yükselen tutkuyla dağlanmış oluşu.Geleneğin katranına bulana bulana tüketilmiş inanca ve zorba bir doktrinler dünyasına başkaldırı ve kendi öz değerlerine sığınarak aşılan melankoli...
Cüretkâr dizelerin bende yarattığı üzüntü, bizzat bir kadının bilinç altında ki öfke kırıntılarının dâhi, şuuru ele geçirebileceğinin trajedisine şahitlik etmemdendi.Üzüldüm çünkü keder, eksiltilemediğinde yok sayılan habis bir hücre gibi, bulunduğu alanda ki bütün tasarrufu hasara uğratabiliyor.Geride kalan nefsin konuşması, yalnız nefsiyle dinleyenlerin hayranlık duyabileceği dizelere dönüşüyor.
Kendi lisanını edinebilmiş şairlerin şiirinde, düşünce ne kadar genişlerse genişlesin o tılsımlı serüven kesintiye uğramaz. 'Yeryüzü Ayetleri ' böyle bir hususiyete sahip bir eser.
İlk bölümde serâzer bir coşkuyla a'nı kucaklayan şiirler, daha sonra çetin, izbe ve derin bir yolculuğa çıkarıyor şiirseverleri, bir avluda Furuğ'un çocukluğunu seyrediyorsunuz...Sonra ölüm, şiirin gözeneklerinden karanlık bir su gibi sızmaya, sizi takâtsiz bırakmaya adeta and içiyor...
Doğa tasvirlerinin Furuğ'un şiirine verdiği nefes olağanüstü, daha güzelini okumadım dersem mübalağa etmiş olmam.
"Ah ...
Kavşaklarda kaza endişesi içinde Kıvranan onca insan
Ve bu dur düdükleri..."
Şairenin ölmeden evvel yazdığı bu dizeler oldukça mânidar, zira kendisi 33 yaşında elim bir trafik kazasında hayatını kaybetti.Ben hep bir hislenme anında yazar ve şairlerin ölümlerinden sonrasına bir sesleniş bıraktıklarına inanırım.İster siz bunu duymak isteyin, isterseniz gerçekte böyle bir tevafuk yaşanmış olsun.Her iki durumda da beni hayrete düşürüyor.
Bir kadının dizelerin kırılgan avuçlarında nasıl yükseldiğine, bütün övünçlerini sığındığı bu derin boşluktan varettiğine şahitlik etmek isteyenlerin kütüphanesine katması gereken bir eser...
Şiirle kalın...