Yeşil MürekkepSabahattin Ali'nin bazı kitaplarını, şiirlerini okumuştum. "Çocuklar Gibi" şiiri bestelenmiştir ve en sevdiğim şarkılardan biridir.
"Başını göğsüme yasla sevgilim
Güzel saçlarında dolaşsın elim
Bir gün ağlayalım, bir gün gülelim
Sevişen yaramaz çocuklar gibi"
Ve hep o romanların(Kürk Mantolu Madonna,İçimizdeki Şeytan) o şiirlerin arkasındaki hayat hikayesini merak etmiştim.Osman Balcıgil bu romanında Sabahattin Ali yi tüm gerçekliğiyle,akıcı bir şekilde anlatmış. Almanyaya gidişi, Anaodoluda öğretmenlik yapmış olması, Nazımla tanışması, gittiği her yerde yazmaya ve okumaya tutunması,dostlarıyla olan iletişimi,ülkenin gündemini yakından takip etmesi, hapislik günleri,çoğuna karşılık bulamadığı aşkları, aşkına karşılık bulduğu Aliyesi, biricik kızı Filiziyle olan ilişkisi beni çok derinden etkiledi.
Tam bir aydın gözüyle bakmış Sabahattin Ali o zamanki Türkiyeye hükümeti karşına alma pahasına ne düşünüyorsa onu söylemiş onu yazmış, üst tabakaya değil halka ulaşmaya çalışmış.Hiçbir örgüte dahil olmamış kendi başına yapmış ne yaptıysa ama hep bununla suçlanmış. Ve üzülerek gördüm ki doğruyu söyleyen, eleştiren bütün aydınlar gibi onun da yüzü gülmemiş defalarca hapsedilmiş, hücrelere atılmış, defalarca saldırıya hakarete uğramış ve artık bu ülkeye tutanamayacağını anlayıp Bulgaristana kaçarken kendini canını malını emanet ettiği rehber tarafından haince öldürülmüş. Aliyesinden Filizinden kopartılmış cesedi ise öldürüldükten iki buçuk ay sonra bulunmuş.
Sabahattin Alinin bu kadar genç yaşta öldüğünü, bu kadar çok acı yaşadığını bilmiyordum.
Eserlerini okumuştum ama hayat öyküsünü bilmeden okumak bana bir şey katmamış sanırım tekrar okuyacağım, okutacağım.
Ölümünün üzerinden 70 yıl geçmiş ama ben Sabahattin Aliye ağladım, Filize ağladım, Aliyeye ağladım.
Osman Balcıgil'e bize böylesine önemli bir insanı tanıma fırsatı yarattığı için sonsuz teşekkürler.