NASİL SÖYLESEM SENİ
Seni kırmızı bir gülle sınadığını söylüyorlar
Kalbin mi çarpıyormuş ne adını duyunca
Yaralanmışsın diyorlar üstelik bir ağız
Kalbine zehirli bir hançer değermiş gibi
Sabahları ah ile bühtan ederek güneşe
Sanki her şey baştan beri simsiyah imiş
Baştan beri bakmıyor böylesine
Baştan beri gözleri andırıyor diye vahayı
Hani şöyle iftira atmış olsalar gam yemem
Gece siyahî bir ceylan koşmasıdır deseler
Baktıkça zehrinden açılan yaprakları
Çağırıyor bahçenin ebruli nazenin cinlerini
Bir kadraj çerçevesinde kendini seyreden
O harika güzelleri işte umulur ki öyle
Bir çağın ağzı yanar bir çağın fi ravun
Kızıldeniz boğulur kendine bir şey diyemem
Seni işte orada bir dağın yamacında okçular
Bekleşirken tenhada yelesi savrulan atlar
Dağa bakıyordu zehirli bir yılanın ağzı ile
Dağ öyle bir dağdı işte serin bir ivme ile
Bağrında ey dağ elbet kalbinin cereyanı var
Sesinin güzelliği yüzünün ışığı var parlıyor
Haydi, uçurum düş önüme bu güzel ağrı
Elbet yaşayacak benimle ben sevgili rüzgâr.
Seni böyle söyledim böyle olabilir dedim
Başka ne desem eksik kalacak bir tarafım.
Nurettin DURMAN