Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Terlikli Teyze ve Kahveli
Bulutların hallaç pamuğu gibi gökyüzünü süslediği, açık maviliğin kızılla bütünleştiği bir akşam vaktindeyim. En sevdiğim maden sularıyla dolu olan poşetim ve ben cam şıngırtılarının eşliğinde karşı kaldırıma doğru yol alıyoruz. Karşıdan gelen kırmızı motorlu çocuk beni geç fark etti, söylenecek oldu sonra sustu. Az ileride durak var oraya varmadan da bir belediye bankı. Yazın sıcağını, kışın yağmurunu yemekten yer yer boyaları atmış, çatlamış.Oturma yerindeki beş tahtadan birisini kaybetmiş emektar bir bank. Güzel havanın tadını çıkarmak için oturuyorum, beni misafir ediyor... Normalde tenha olan yol şimdi vızır vızır araba kaynıyor. Herkes bir an önce evine varma telaşında. Okuldan gelen sırt çantalı çocuklarla dolu etraf. Kimisi annesinin elinden tutmuş kimisi de yalnızca evinin yolunu. Gözlüklü, kısa boylu bir amca elindeki yeni toplanmış zeytinlerle dolu poşetiyle karşıya geçerken baştan aşağı yeşillere bürünmüş teyze de hemen önümden geçiyor. Bana kısa bir bakış atıyor, selam mahiyetinde yüzüme bir gülücük konduruyorum görmeden geçip gidiyor. Olsun, diyorum.Aldırmıyorum. Karşı kaldırımdaki baba, bisikletli çocuğunu yoldan geçirmeye çalışıyor. Çocuk epey rahat görünüyor pedallar boşta ama çevriliyor yine de ne de olsa baba şoför mahallinde. Otobüslerin biri geliyor, biri gidiyor ama ben hiçbirine binmiyorum. Ne güzel umarsızca geldi mi gelecek mi telaşı olmadan oturmak... Son geçen otobüse duraktaki tüm yolcular bindi ve nihayet durak bomboş kaldı. İleride bir köpek görüyorum daha yakından görmek için boş kalan durağa doğru ilerliyorum. Yolun kaldırıma bitişik olan kıyısında boylu boyunca uzanmış kafasını da ön bacaklarının üstüne koymuş. Arasıra -gürültülü arabalar geçerse- yorgun başını kaldırıp bakıyor, hiç mecali yok. Sanki saatlerdir orada ve gelmeyecek birisini bekliyor gibi hüzünlü bakışlara sahip. Rikkatime dokunuyor. Daha dikkatli bakıyorum, incelemeye başlıyorum. Sırtında üç tane kahverengi noktası var epey büyükçe. Beyaz tüylerin üstünde kahverengi noktalar... Biraz arkasında kalıyorum, eğdiği başını tam göremiyorum. Ama bakmaya devam ediyorum. Kaburgalarının ne kadar belirgin olduğuna takılıyor gözlerim. Kemikleri sayılabilecek kadar belirgin. Başını çeviriyor, gözlerini görüyorum. Sırtındaki kahverengi noktalarla aynı renkte. Güneş ışığı vurunca açık kahverengi oluyor ama ışık gözlerine düşer düşmez kayboluyor. Yüz hatlarını belli edecek şekildeki siyah tüyleri bakışlarını daha anlamlı kılıyor. Ama ne yazık ki gözlerindeki hüznü silmeye yetmiyor. Hayattan olan beklentisizliği yansıyor sonra. Acının resmedilmiş hali okunuyor sanki o gözlerden. Bakışları içime işliyor, konuşamıyor lakin kelimelerin anlatabildiğinden daha çok şey ifade ediyor, hâl dilinde hüznün tarifini yapıyor adeta. Derdine ortak olup dertleşmek isteyeceğim kadar çok etkiliyor beni. Ruh dünyasında neler hissettiğini ailesini mi yoksa sahibini mi kaybetmiş olabileceğini düşünüyorum. Hachiko geliyor aklıma. Sahibini yıllar geçse bile aynı saatte aynı durakta bekleyen sadık Hachiko! Dalmışken bir ses geliyor sol tarafımdan. "Merhabalar, iyi sabahlar!" Sesin geldiği yöne doğru dönüp "Merhabalar, size de!" diyorum.Gülümsüyorum. İçimden de kimine zifiri karanlık kimine sabah aydınlığı diye geçiriyorum. Herkesin zamanı kendine. Sarı saçlı, orta yaşlı, terlikli bir teyze bu, oturuyor hemen bitişiğime. Devam ediyorum Kahveli'yi izlemeye. Yaşadıklarına dair bir iz görebilmek, hayatına dokunabilmek adına ama hiçbir talebi yok. Yemek, su veyahut sevgi... Daldığım dehlizden yine bir ses çekip çıkarıyor beni. Gülme sesi... Yan tarafımdaki teyze birden gülmeye başlıyor. Diğer tarafında oturanlar kaçıyor. Bakıyorum aldırmadan gülmeye devam ediyor Ben de doğal karşılıyor, tebessüm ediyorum. Oturuyor, güzelce yerleşiyor bir ayağını da yukarı çekiyor heh şimdi daha rahat dercesine. Sonra kendi kendine bir şeyler mırıldanıyor, başımı çeviriyorum ki Kahveli yola revan olmuş. Âh, diyorum o hüzünlü gözleri bir fotoğraflayabilseydim. Üzülüyorum, belki döner gelir diye bekliyorum. Ama dönmüyor... Aksayan sol bacağının çıkıntısı yüreğime batıyor, arkasından bakakalıyorum. Gidiyor ve gözden kayboluyor. Kahveli gidiyor, hüznünü de alıp gidiyor. Terlikli teyze gülüyor, öylesine içten gülüyor. Sağım hüzün solum gülün. Rüzgar esiyor, otobüsler kaçıyor, hayat bize gülüyor ve sessizce geçip gidiyor...
··
34 görüntüleme
feyza okurunun profil resmi
👏👏 yine guzel bir metin olmuş. yüreğine sağlık kalemine kuvvet ...
Bu yorum görüntülenemiyor
Sterliçya okurunun profil resmi
Şunu düşündüm okurken;her an anlatılmaya değer bakabilene. Güzel anlatılmış bir an olmuş. Kalemden dökülecek nice güzel günlere...
Rukiye okurunun profil resmi
Bence bunu sen gayet iyi başarıyorsun yazıya da dökülürse ne güzel olur, ben de muhabbetle okurum. :)
Sterliçya okurunun profil resmi
Bir gün bunu yaparsam ilk okuyanlardan olursun.🤗
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.