Bu kitabı bitirdiğim zaman aklıma ilk gelen, kim bilir tarih yüzeyinin altında görmediğimiz ne ışıklar ve ne hikayeler vardır.Keşke bizde de bu tarz hikayelerin anlatıldığı kitaplar daha çok çıkartılsa.
Bir savaş hikayesi, bir yaşlanma hikayesi, felsefi bir masal... Genel olarak çok beğendim.Sadece ana karakterlerin duygu eksikliği vardı.Yazarın iki karakteri bir araya getirme yöntemi ,olayların gidişatı, ne zaman karşılaşacaklar heyecanı,savaşın iki tarafa nasıl yansıdığı,mekanların anlatımı....Hepsi hepsi çok iyiydi. Özellikle de bilimin gizemleri üzerine radyo yayınlarının büyüsü ve Jules Verne'nin “Deniz Altında Yirmi Bin Fersah” ın olağanüstü serüveni...İnce İnce hesaplanmış,ayrıntılara önem verilmiş ve okuyucuya çok iyi yansıtılmış.
Hikayemiz 1934 senesinde başlıyor 2014 senesinde son buluyor. Bir tarafta Almanya'da kız kardeşi Jutta ile yetimhanede yaşayan Werner, diğer tarafta ise Paris'te müzede kilit ustası olan babasıyla yaşayan ve 6 yaşında görme yetisini kaybetmiş Marie-Laure.2. Dünya Savaşı'nda bu iki çocuktan oluşan iki paralel hikaye. Kısa bölümler halinde hem zaman hem mekan hem de iki ana karakter arasında değişiyor.
Werner'in hikayesi;kız kardeşi ile yaşadığı küçük dünyasında tamir ettiği radyodan Fransa'dan yayınlanan bir bilim programını dinleyerek hayaller kurar.Zeki bir çocuk.Sayılara, bilime ilgisi var.Tamir ettiği radyo yeni bir kapı açar Werner'e.Ya babası gibi 15 yaşına geldiğinde madende çalışacak ya da hayallerini gerçekleştireceği o özel okula gidecektir.Tercihini yapar okula gider ama hiçbir şey beklediği gibi olmaz.
Marie-Laure'nin hikayesi ise;altı yaşında görmez olduğunda hayatı babası ile ev ve müze arasında geçer.Babasının yaptığı her detayın bulunduğu mahalle minyatürünü parmakları ile ezberler ve evini bulabilecek duruma gelir. Marie-Laure sezgisel, akıllı ve duyarlı bir çocuktur.Almanlar Paris'e saldırdığında babası ve müzeye ait sırlarla dolu değerli taş Alev Denizi ile Saint-Malo'da yaşayan 20 yıldır dışarı çıkmayan büyük amcası Etienne'nin yanına giderler.
Bence okumalısınız.Ama acele etmeden kelimeleri sindire sindire.Bazı yerlerde sıkılabilirsiniz.Ama pes etmeyin.
Herkese keyifli okumalar.Hoşçakalın.