Nasıl yazayım bilmiyorum. 1984, bireyselliğin yok edildiği otoritenin her şeyi kontrol altına aldığı olaylar silsilesini anlatıyor bizlere. Kitap 1945 lerde yazılmasına rağmen sürekli olarak günümüzle kıyasladım. Kitap günümüz dünyasıyla tam eşleşmiyor ama aradan 75 yıl geçmesine rağmen birçok gerçeği de gözlerimizin önüne seriyor. Ülkemiz iktidarlarının ve tarikatlarının insanı yönettiği bir gerçek. İnsan ne kadar özgür? Tarikatlarda sığ bir düşünce yok mu? Onlar insanların kendilerine sorgusuz sualsiz bağlanmalarını isterler. Size takma adlar verirler, onlar için sen değil senin koşulsuz inancın önemlidir. Bazı şeylerin nedenini sorduğunda sana cevap vermezler. Dini duyguları bir araç olarak kullanırlar. Kendilerini üst tabakada görüp halkı aşağılayabilirler. Kendilerinin lideri olan insana koşulsuz tapmanı isterler, onun yüce olduğunu söylerler. Halbuki insan insanı taparcasına, sorgulamadan onun buyunduruğu altına girer mi?
Okyanusya-Doğuasya- Avrasya kitaptaki 3 büyük devlettir. Günümüz dünyasında hegamon güclere benzetebiliriz. Bunlar sürekli birbirleriyle savaş halinde olmalarına karşı, asla birbirlerine zarar vermezler. Sadece halk zarar görür, koşulsuz inanır ve savaşın gereğini yerine getirir. George Orwell bunu yıllar önce görmüştür.
