Küçücükmüş gelin olduğunda. Çocuk gelin, yaşı on iki. Sadece on iki sene önce adım atmış dünyaya. Yetim ve öksüz olan büyükbabama kendisi gibi yetim ve öksüz bir kız bulup evlendirmişler. Kocası yani büyükbabam ise on beş yaşında. Bu durum birazcık teselli eder beni. Yetmez ama olsun en azından 40 50 yaşında bir adama vermemişler o kızcağızı. Yaşıt sayılırlar öyle ya.
Bir gün doğum vakti yaklaşır. Uğraşırlar olmaz. Küçücük bedene ikinci bir can fazla gelir. Zaten cılız bir kızcağızmış. Bebeğini doğuramamış bile. Oracıkta can vermiş. Karnında bebeğiyle toprağa koymuşlar onu. Bebek kız mıydı erkek miydi hiç bilemedik. Şimdi orada yatar durur karnındaki bebesiyle. Ve hala on iki yaşındadır. Küçüktür miniciktir.
Büyükbabam 19 yaşında tekrar evlenir çoluk çocuğa karışır. O kızcağızı hatırlayan, kim olduğunu pek bilen yok artık. Seneler önce ben on üç yaşımda onun mezarından çiçek toplayıp saçıma taç yaparken, yoldan geçen bir kadın anlatmıştı hikayesini. O senin üvey babaannendir demişti. Hayretle dinlemiş ve on iki yaşında kız benim nasıl babaannem olur demiştim kadına. O ise sadece gülüp geçmişti. Bizim tarlada ama bizim aile mezarlığından ayrı bir yere gömülmüş ve yine yetim, öksüz bırakılmıştı. Gömüldüğü yerin ismi aile arasında şekerlik olarak kalmıştı. Merak ederdim neden oranın ismi şekerlik. Acaba şeker mi yetişiyor diye düşünmüştüm birkaç kez.
Detayları babamdan öğrenmiştim. Adı Ayşe Fatma imiş, yaşı on iki. Sessiz zayıf bir kızcağızmış. Akide şekerlerini çok severmiş. O gün yine canı şeker çekmiş. Büyükbabam şeker almak için şehre inmiş ama döndüğünde o yokmuş. Aldığı akide şekerini dökmüş büyükbabam kefeninin üstüne ve o sekilde gömülmüş. Gömüldüğü yerin ismi şekerlik kalmış. Çocukmuş işte canı tabi şeker çeker. Keşke ömrü yetseydi şekerleri yemeye keşke ama olmamış.
Seneler geçip gider şimdi peşpeşe. Ama ona hiç uğramaz hep on iki yaşındadır ve şekerli mezarında yatar durur. Ben çok severim onu üzülürüm de. Bazı bayram ziyaretlerinde aklıma geldikçe bir paket akide şekeri alıp dökerim mezarına şekersiz kalmasın diye. Benden başka ziyaretçisi de olmuyor zaten. Şekerli mezarını her görüşümde çaresizce kaderine boyun eğmiş küçücük kızlar gelir aklıma ve akide şekerleri.