Gönderi

''Bak oğul 1980'li yıllarda Fatsa'da Halil İbrahim diye biri varmış. Boylu poslu, aslan gibi bir delikanlı. Tahsili de var okumuş görmüş, eğitimli biri Halil İbrahim. Okuduğu okul ve aldığı eğitim başına dert olmuş oğul. Şimdi adı aklımdan gitti, böyle çok ses çıkaran bir çalgı da çalmayı bilirmiş. Fikirlerinden dolayı güç sahipleri sevmemiş onu. Evini elinden almışlar, anarşik damgası vurmuşlar bir de! Amma tüm köy onu çok sever, onun haklılığına inanırmış. Ama zalimliktir işte oğul, doğru olanın inandığı değil güçlü olanın inandığı, onun söylediği oluyor. Bunu iyi bilirmiş o da, geçmişinde yaşadığı olaylar aklına geldikçe yeniden onları yaşamaktan korkarmış Halil İbrahim. Bir gün onun bulunduğu köye gelmişler, bunu fark eden Halil İbrahim, suçsuz yere hüküm giymemek adına kaçmaya başlamış. Dereyi geçmiş, tellerden atlamış, 'Dur kaçma!' diye bağrışlar duymuş arkasından sonra silah sesleri derken ortalık sanırsın kıyamet günü. Tam da bu sırada oğul, Halil İbrahim kayalardan aşağı yuvarlanmış ve ölmüş. Bunun üzerine; 'Müfreze dağı sarar, Dağda kaçaklar arar. Geçit vermez kayalar, Hızlan be Halil İbrahim...' sözleri yazılmış'' youtu.be/kmzOyu0s-4M
Sayfa 25 - Vaveyla
·
11 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.