Gönderi

128 syf.
8/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Bu kitaba yapılacak incelemeye, mutlaka yazarının şu cümleleriyle başlamak ve kitapla ilgilenenlerin de bu cümle sonrasında kitabı okuyup okumama üzerine düşünmeleri lazım. "Ben bir tarihçi değilim ve bunun için de özür dilemem gerekmiyor. Geçmişe ipotek koyan akademik beyaz erkek tekelini sona erdirmek için her birimizin araştırmalar yapıp değişik biçimlerde öğrendiğimiz öyküleri, kişisel olaylara dayanan ve politik olanla harmanlayarak anlatmamız gerektiğine inandığımdan sıvandım bu işe." Batı Avrupa'yı anlatmakta bu kitap. Ticari fuhuşun M.Ö. 504 Atina'ya kadar uzandığı gerçeğiyle başlar. Tıpkı bundan yalnız 50 yıl öncesinde "Kimi suçlar ispatlanamazdı," diye düşünmek gibi, bize ulaşmayan ne çiğlikler yaşandı kim bilir o yıllarda. Barbarlığı -ki kelime kökeni sakaldır esasen ama dilini anlamadıkları kişilere kullana kullana böyle kalmıştır- Doğu'ya yakıştıran Batı toplumunun ikiyüzlülüğünü ortaya serer. İngiltere'de 1882'de, Lordlar Kamarası fahişelerin haklarını savunanların baskısı ve fazla sert-insan haklarına aykırı yapılan cinsel muayene sebebiyle hazırladığı raporda cinsel ilişkiye rıza yaşını 16'ya yükseltmeyi teklif etmiş örneğin. Bütün toplumlarda yıkılması gereken, reşitse ve akli dengesi yerindeyse kimsenin karışmaması gereken konularda kafa açan bolca örnek verir. Victoria Devri bu konularda uygulanan yasaklarıyla bilinirken arka planda en çok genelev bulunan ve hem devletin hem de kilisenin en çok para kazandığı dönemlerden biri mesela. Kadınların acılarını sömürerek güç kazanmayacağız, kadınların acı çekmesine engel olup bütün insanlara insan olmaları sebebiyle değer vereceğiz. Elbette değer vermeye değerlerse. Son olarak: 17.yüzyılın şakası "kadının iffeti erkeğin en büyük uydurmacasıdır," doğru bir söyleyiştir. (syf 13.)
Fahişeliğin Tarihi
Fahişeliğin TarihiJess Wells · Pencere Yayınları · 2003102 okunma
·
253 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.