Herkes dürüst,yalansız ve sahici yaşamak isterken, fiiliyattaki bu desisenin girdabına kapılıp savruluyor. Elde kocaman bir sosyal ve ekonomik eşitsizlik yaratıyoruz. Bunun sancısını ezilenler iliklerine kadar hissediyorken, üstün olanlarda varoluşsal kaygıların pençesinde debeleniyorlar. Alışveriş mitinin yarattığı tüketim nesnesiyle satın alınan narsizm, insani ilişkilerinin karşılığını bozup, özneler arası değil özne-nesne ilişkisine dönüştüğünden yeryüzünde hakim olan şatafatlı bir mutsuzlukluk oluşturuyor. Bauman işte bütün bunları okurlarına gerekçelendirip,önümüze seriyor.