Gönderi

395 syf.
4/10 puan verdi
·
Read in 11 days
Evet bu sefer de romantik bir eser ile karşınızdayım. Okulda ödev olarak verildiği için okudum, normalde okumayı düşünmüyordum. Okuduğum için pişman olmasam da beğendiğimi söyleyemeyeceğim. Biliyorum, çok fazla övülen bir eser. Fakat ben kitabı okuduktan sonra o kadar fazla övgüye layık olan hiçbir şey göremedim maalesef ki. Romantik yazarları zaten Türk Edebiyatında sevmezdim ki bu kitapla Dünya Edebiyatında da ufak tefek farklar hariç çok fark olmadığını gördüm. Tabii bu Dünya Edebiyatı için bir genelleme olmasın, zira ben bu yazardan yola çıkarak Fransız romantiklerinin tarzını eleştiremem. Ancak İngiliz Edebiyatında romantizmin tezahürü olarak düşünürsek Türk Edebiyatından farklı olmadığını söyleyebilirim. Zaten romantikler genel anlamda böyle sallapati yazarlar; ne dilin kullanımına ne işlevine ne de romanın olmazsa olmazı olan zaman, mekan gibi unsurlara önem verirler. Onlara göre olaylar zinciri vardır, kahramanlar vardır ve hepsi bu kadar. Bu açıdan bakılınca rahat okunan bir roman olduğunu ve betimlemelerden oldukça uzak, özetleme tekniğinin yoğun olarak kullanıldığını söyleyebiliriz. Türk edebiyatında da bu böyledir. Gerçi İntibah'ta ilk bölümde sulandırılmış bir çevre betimlemesi görsek de genel kanaatimiz değişmemiştir. Kolay okunan bir kitabın elbette beğenisi çok olabilir. Fakat ben burada eser tahlili yaptığım için ve edebi estetik, dilin kullanımı gibi şeylere daha çok önem verdiğim için bunlar gözetildiğinde öyle ahım şahım bir kitap olmadığı anlaşılacaktır. Bu benim kitaba bakış açımla ilgilidir, sizin de edebi anlayışınızla ilgili. Hemen şunu da söyleyeyim ki, İş Bankası diye güvenerek alsam da çevirisini hiç beğenmedim. Bazı cümleler gereksiz yere uzatılmış, bazı yerlerde korkunç zaman kaymaları var. Geniş zamanla geçmiş zamanın çorba edildiği yerler var. Bunun için tabii ki yazarı suçlayamayız, çevirmende hata var. Romantikler tabii ki klasik olmayı hak ediyorlar, ancak o anlayışın günümüz edebi ölçütleri tarafından çoktan aşıldığı ortadadır. Bir defa romantikler edebiyatta başarılı olamadılar. Bizim edebiyatımızda da hem şiirde hem romanda Tanzimatçıların Serveti Fünuncular tarafından aşılması uzun sürmedi. Çünkü onlar da diğer romantikler gibi dilin kullanımına önem vermiyorlardı. Nitekim Tevfik Fikret'in ''Yağmur'' şiiri, Namık Kemal'in ''Hürriyet Kasidesi''nden kat be kat üstündür dil anlamında. İkisi de aruz ölçüsüdür ama incelerseniz Hürriyet Kasidesi'nde bir çok aruz kusuru bulursunuz. Yağmur'da ise vezni olduğu gibi beyitlere yerleştirin, göreceksiniz ki Tevfik Fikret bu vezni ne kadar ustaca kullanmış. Romanda da Ahmet Mithat Efendi'yi ele alalım. Gurur ve Önyargı'dan on kat daha acemidir o. En gıcık olduğum romantiklerdendir. Bir roman yazıyor, ''Felatun Bey ile Rakım Efendi''. Beş para etmez kitap. Fakat aradan 20 yıl geçiyor, Mai ve Siyah yayınlanıyor. Aradaki farkı siz düşünün. Yani demem o ki romantikler edebi anlamda başarılı olamadılar, kısa sürede de eskiyip gittiler. İngiliz Edebiyatına hakim değilim ama bu kitaptan anladığım, onların da bizimkilerden farklı bir yaklaşımı yok, onların anlayışı da eski. Üstelik günümüzde romantik tanımı edebiyat eleştirilerinde bir tenkit olarak kullanılıyor. Gene de haksızlık etmiyorum, klasik bir eser olduğu için 4 puan veriyorum.
Gurur ve Önyargı
Gurur ve ÖnyargıJane Austen · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202376.6k okunma
·
31 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.