Gönderi

"Ben bir zamanlar çok mutlu bir prenstim. Sarayda yaşıyordum. Günlerim eğlence içinde geçiyordu. Sarayın kalın duvarları, beni halktan ve gerçek hayattan uzak tutuyordu. Sonunda öldüm ve bir prens olduğum için buraya heykelimi diktiler, üstelik bütün vücudum altından, gözlerim elmastan yapılmıştır. Ama mutlu değilim artık. Çünkü kentin ortasında dikiliyorum ve yaşarken görmediğim her şeyi görüyorum. Bir dilim ekmek için ağlayan çocuklar, soğuktan titreyen insanlar yüreğimi yakıyor. Onlara yardım etmek istiyorum, fakat yerimden kıpırdayamıyorum. İşte bunun için ağlıyorum. Örneğin şuanda aç ve hasta bir çocuk ateşler içinde yanıyor ve annesinden bir dilim portakal istiyor. Ancak annesinin ona verebilecek nehir suyundan başka hiçbir şeyi yok."
··
33 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.