Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Bütün bu kargaşalık arasında Stroud bir şey unutmamıştı, <<şurada hasta bir kuş var,>> dedi, <<ona ilacını vereyim.>> Gardiyanlar birbirlerine bakıştılar. Emirde buna aykırı bir şey yoktu, <<pekala, ver bakalım>> dediler. Ellerinde kelepçe olduğu halde Stroud yandaki hücreye geçti, gardiyanlardan biri de onu takip ediyordu. Küçük karantina kafeslerden birinin örtüsünü kaldırdı. Kanaryanın tüyleri balon gibi kabarmıştı. Titriyordu. Stroud kendi hücresine döndü. Kuşun su kabını doldurdu. Kafes içerisine koydu. Sonra büyük kafesin örtüsünü kaldırdı. Uyuyan kuşlarına bir süre baktı. Arkasındaki gardiyan öksürdü. Stroud örtüyü indirdi ve hücreden çıktı. Yirmi altı yıl yaşadığı bu hücreye bir kere daha dönüp bakmadı. Ellerinde kelepçe, yanında üç gardiyan olduğu halde kanaryacı mahkum alelacele istasyona götürülüp trene bindirildi, yola çıkarıldı. Robert Stroud, Alkatraz kayalığına doğru gidiyordu.
Sayfa 232 - Altın Kitaplar
·
10 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.