Bir paslı kutuya koydular yüreğimi
Oysa ben yüreğimi hep avuçlarımda taşırdım
-ki şimdi; bir kızıl mıhtır
avuçlarımdaki-
Kimsenin gölgesine denk düşmezdi, şaşardım
Sıyıra sıyıra soydular gölgemi
-ki gölgem; sırtımda çarmıhtır
Usûl buydu, duymadığım usûllerden biri
Göğün yedi kat altıydı, geceydi
Vuruldum, vuruluşum; fâili meçhûllerden