Gönderi

"Yaşanan şiddetli depremler ve tufanlardan sonra, yok olan medeniyetler ve birbiriyle irtibatı kopan toplumlar, büyük ilerleme kaydetmiş medeniyetlerden mahrum kalıp, yeniden ilk insanı yaşamak zorunda kaldılar. Ve bu aşamada da yeni dillerini oluşturdular. Her ne kadar aradan geçen on binlerce yıllık uzun zaman dilimleri olsa da, insanlar geçmişte kullandıkları dillerinden de tamamen kopmadılar ve ondan hatıra sayılacak sözcükleri yeni dilleri içinde sakladılar. Bu durumu 1930'lu yıllarda fark eden Atatürk, yaptığı bir takım araştırmalar sonucunda "Güneş Dil Teorisi"ni ortaya atmıştı. O günden bugüne yapılan yeni araştırmalar, yeni arkeolojik buluntular, Atatürk'ün "Güneş Dil Teorisi"ni destekler mahiyettedir."
Sayfa 49
·
8 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.