Ülkemizde ve burada bulunan belli düşünceye sahip insanlar, bizim Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e olan minnet ve saygımızı anlamak istemiyorlar. Hedefine kitlenmiş güdümlü bir silah misali, beslendikleri tek taraflı ideoloji ve bakış açısı ile sadece hedefi imha etmeye ilerleyen düşünce ile yaklaşıyorlar bizlere.
Evet, sizlere de hak veriyorum arkadaşlar!
Neden mi? Çünkü Atatürk; Yüce Türk Milleti ile böylesi kahramanlıklar ve destansı zaferler sayesinde yedi düvele ve içeride olan hainlere karşı durmuştu. Evet, hatta belki de topa, tüfeğe, mayına, muhriplere karşı, elde olan en asgari imkânlar ile azimle, canlarını dişlerine takarak, yürekle mücadele etmiş ve her türlü maddi imkânsızlıklar içerisinde garbın önünde şarkın manevi şahlanışını gerçekleştirmişlerdir.
Tüm bu onurlu mücadele ve direnişin sonundaysa, sınırları şehitlerin ve gazilerin kanı ile çizilmiş, yaşayabileceğimiz yeni bir vatan bırakmıştır bize. Tam bağımsızlık, hürriyet, din özgürlüğü de dâhil muasır bir medeniyet için çabalamıştır ömrü vefa ettikçe ve geride bize hatırı sayılır bir miras bırakmıştır.
Ömrünün son deminde, hasta yatağında bile Hatay ilimizi milli sınırlara dâhil edebilmek için çırpınmış ve bunu, o kutlu günü göremeden tüm enerjisini adadığı ulusu için kendi canını hiçe saymıştı.
Bir tek neyi başaramamıştır biliyor musunuz? Sizleri özgürce yaşamakta olduğunuz bu ülke topraklarında yürüttüğü davaya inandırmayı başaramamıştır !!! Siz onu ve onun fikirlerini, aydın düşüncesini, demokratlığını, milliyetçiliğini ve vatanperverliğini asla anlayamazsınız…
Unutmayınız; Ne demişti kendisi:
"Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır; fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır."