Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

160 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Albert Camus "Veba" hastalığını ete kemiğe büründürüp, bir yönetici olarak Cadiz şehrinin başına getiriyor. Eserde Veba'nın halka korku salarak, baskıyla, zorbalıkla, ölümle yönetmesine karşılık; cesareti, adalet duygusu, özgürlük inancıyla karşı koyan Diego'yu ortaya çıkarıyor. Veba ve Diego ana karakterler olarak karşımıza çıksa da Yargıç, Nada, Victoria gibi yardımcı karakterler temsil ettikleri düşünce bakımından hiç de yabana atılacak türden değil. Mesela, Nada "hiçlik" felsefesini temsil ediyor. Camus'nün uyumsuz felsefesine oldukça uygun bir karakter ama Diego yönünü halka ve başkaldırıya çevirirken, Nada güce ve intihara yöneliyor. Eserde İkinci Dünya Savaşı'nın ve o dönemin baskıcı yöneticilerinin etkileri ve Albert Camus'nün kurgu üzerinden bu olaylara eleştirisi görülüyor. Bir de halkın genelinin sahip olduğu inanca yönelik bir eleştiri var ki bu durum bizim toplumumuzu da oldukça anımsatıyor. Şöyle ki; hani deprem, sel gibi doğal afetlerin yaşandığında, halkın başına bir bela geldiğinde bunun sebeplerini insanların sapkınlığına, inançsızlığına dayandıran bir güruh varya, onlara yönelik bir eleştiri gibi. Bütün belalara karşı tek savunması dua olan, irade, kader, mücadele, tevekkül, takdir kavramlarını pek anlamayan insanların eleştirilmesi gibi. Hani "Hiçbir şey üzerinde düşünmeye, hatta bir parçacık durmaya alışmayan gevşek beyinlerimizle kullanmaya lüzum görmeyerek nihayet zamanla kaybettiğimiz biçare irademizle hayatta dümensiz bir sandal gibi dört tarafa savruluyor ve devrildiğimiz zaman kabahati meçhul kuvvetlerde, insan iradesinin üstündeki tesirlerde arıyoruz" diyen Sabahattin Ali'nin eleştirisi gibi. Yani diyeceğim o ki eserdeki Diego sadece kilisede dua edip Tanrı'dan yardım istediği, Tanrı'dan zalimin belasını istediği için değil, korkusuzca zalimin üstüne yürüdüğü, Veba'nın yüzüne karşı haklarını haykırdığı ve inandıkları uğruna ölümü göze aldığı için başkahraman. Öyle olmasaydı figüran olurdu... Albert Camus'nun Can Yayınları tarafından yayımlanmış olan, çevirilerini Ayberk Erkay'ın yapmış olduğu beş tiyatro eserinde de muhteşem bir şiirsel anlatım şekli var. "Sıkıyönetim" bana göre, bu beş tiyatro eseri arasında şiirsel anlatımın zirve yaptığı ve en başarılı olan kitabı. Daha önce okuduğum "Gülnihal" ve "Gave" gibi, hatta kendi yazdığın "Asturya'da İsyan" , "Adiller" gibi başkaldırı ve isyanı anlatan tiyatro eserlerinde olan eksikliği, tatmin olmamışlığı bu eserinle giderdiğin için teşekkürler Albert... İyi okumalar...
Sıkıyönetim
SıkıyönetimAlbert Camus · Can Yayınları · 2018476 okunma
·
296 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.