Gel oturalım şöyle, şu koca taşın üstüne, eskisi gibi; gün ışımaya başlar başlamaz nasıl selamlardım seni, “Pırıl pırıl sabah yıldızım” diye seslenirdim sana; ve sen hemen başlardın bana ders vermeye. O dersler bitmedi henüz. Ay ışığı da yeterince aydınlatıyor bizi. Haydi, seni dinliyorum.