Stepan Weidner'e "sadece Hasan Ali Topbaş okumak için bile Türkçe öğrenmeye değer." dedirten şey ne olabilir demiştim.Bunu anlamak için de "Gölgesizler"i seçtim.Bilmiyordum inanın onun bu kitabının en çok okunan ve yayımlandığı dillerde büyük beğeni ve şaşkınlık yaratan romanı olduğunu.
Cemil Meriç gerçekle hayal arasında ki fark uzağa atılan taşın yakına düşmesidir der.İşte bu kitap tam anlamıyla böyle bir şey.
Kayboluşların kitabı dedim ben buna hikayede kaybolma, kahramanlarında kaybolma, okurken kaybolma ne derseniz deyin.Bir gecede evreni dolaşıp sabah hiçbir şey olmamış gibi aynı noktaya dönüyorsun ama gördüğün her şey aklında.
Gördüğünüz gibi ifade de bile güçlük çekiyorum.
fazla da zorlamayacağım zaten alın okuyun ne demek istediğimi anlayacaksınız.
Ve tabii, "Kar niye yağar kar?" onuda!